Gurur duyuyorum çünkü sadakatin o kalleş amcan tarafından test edildiğinde. | Open Subtitles | أنا فخور لأنه عندما اُختبر إخلاصك من قِبل عمك الخائن |
Tereddüdün ve tüm bu aylardaki sadakatin için müteşekkirim. | Open Subtitles | أنا ممتن لترددكِ و إخلاصك بمثل هذه الأشهر. |
Bu büyük projeye olan Sadakatini kanıtlarsan ara sıra çıkmana izin vermeyi konuşabiliriz. | Open Subtitles | ولو أثبت إخلاصك إلى المشروع العظيم سوف نتحدث عن إخراجك في بعض المناسبات |
Hükümetin bazı üyeleri senin Bağlılığını sorgulamaya başladılar. | Open Subtitles | بعض أعضاء الحكومة بدأوا في التشكيك في إخلاصك |
Ölmüşken bile ona karşı olan bağlılığın doğru kararı vermeni engelliyor. | Open Subtitles | وحتّى بعد موتها، فإنّ إخلاصك لها يشوش حكمك. |
sadakatinden azat edildin. | Open Subtitles | لقد تم تحريرك من إخلاصك و عهدك |
Eski kocanıza karşı sadakatinizi anladığımı sanıyorum... ama ikimiz de biliyoruz ki... bu virüsün ABD'de ortaya çıkma olasılığı sıfır. | Open Subtitles | أتفهم إخلاصك لزوجك السابق لكننا نعرف كلانا أن احتمالات ظهور هذا الفيروس في أميركا معدومة |
Sadakatliklerini gözden geçir, ahbap. - Bana borçlusun. | Open Subtitles | تأكد من إخلاصك ، يا صاح |
Tanrım, dualarımı duy merhametin için yakarışlarıma kulak ver sadakatin ve dürüstlüğün sayesinde huzur bulabileyim. | Open Subtitles | "يا رب، اسمع صلاتي، "أنصت لتضرعاتي "وفي إخلاصك وعدلك خفف عني |
sadakatin ilk önce ulusuna olmalı. | Open Subtitles | إخلاصك لأمتنا أولاً |
Ayrıca sadakatin için teşekkürler. | Open Subtitles | و شكراً لكَ على إخلاصك |
Sadakatini kanıtladın. | Open Subtitles | لقد أثبت إخلاصك |
Karanlık tarafa Sadakatini kanıtlamak mı istiyorsun? | Open Subtitles | تريد أن تثبت إخلاصك للظلام ؟ |
Sadakatini kanıtla küçük penguenim. | Open Subtitles | أثبت إخلاصك يا بطريقي الصغير. |
Bu olanlara seni dahil etmemeliydi. Bağlılığını fırsat bilmiş. | Open Subtitles | كان مخطئاً بجعلك جزءاً منه لقد استغل إخلاصك |
Artık bana Bağlılığını sorguluyorum. | Open Subtitles | ! إخلاصك الآن في المسؤولية |
Bağlılığını anlıyorum. | Open Subtitles | أتفهم إخلاصك |
Katlandığın tüm fedakârlıklarla çocuklarına olan bağlılığın... | Open Subtitles | "إخلاصك لأطفالك وما يترتب عليه من تضحيات" |
Bu amaca bağlılığın tamdı. | Open Subtitles | وكان إخلاصك لهذه القضية كاملاً، |
Bir değeri var mı bilmiyorum ama sadakatinden ve ne kadar iyi iş çıkardığından bahsettim. | Open Subtitles | إن كان لذلك قيمة، فقد أثرت أمر إخلاصك |
Brutus, senin dostluğundan veya sadakatinden asla şüphe duymadım. | Open Subtitles | بروتس)، لم أشك يوماً في صداقتك أو إخلاصك) |
Ama hepsinden önemlisi, onlara sadakatinizi kanıtlarsanız size zafer verecekler. | Open Subtitles | ولكن فوق هذا كله, إنهم يعطونك الإنتصار إن اثبت إخلاصك لهم |
Sadakatliklerini gözden geçir, ahbap. | Open Subtitles | تأكد من إخلاصك ، يا صاح |
Ama, sadakatine karşılık sana çok önemli kişisel bir şeyimi söyleyeceğim ilgini çekeceğini düşünüyorum: | Open Subtitles | ولكن مكافأة على إخلاصك سأخبرك عن نبأ سار شخصي .. قد تجدينه مثير للإهتمام |