Sağlık Etki Fonu'ndan bu ücreti alırsanız, diğer ücreti talep edemez, yani kâr marjı elde edemezsiniz. | TED | الآن، إذا أخذت هذه المكافأة من صندوق التأثير الصحي، لا يمكنك المطالبة بالمكافأة الأخرى، لا يمكنك إضافة الأرباح للسعر |
Eğer bir hayvandan kalp hücreleri alırsanız ve onu bir petri kabına koyarsanız, orada öylece çalışmaya devam ederler. | TED | إذا أخذت خلايا القلب من حيوان، ووضعتها في صحن، ستظل هناك تنبض. |
Eğer kontrolü adam akıllı ele alırsam, onun için endişelenmene gerek kalmaz. | Open Subtitles | , إذا أخذت السيطرة ، بصورة سليمة . أنت لن تقلق عليه |
Bir seyir defterini alırsam, onun sadece bir seyir defteri değil Venedikli bir kaptanın ayrıntılı ve özel bir yolculuğuna dair olduğunu düşünebilirim. | TED | إذا أخذت سجل دفتري، يمكني اعتباره ليس مجرد سجل لكابتن من البندقية ذاهب لرحلة معينة. |
Tüm dünyevi malın mülkün bu boktan otel odasının içinde ve eğer bugün aşırı doz alırsan, hiçkimse cesedini talep etme zahmetine girmez. | Open Subtitles | كل ماتملكينه في هذه الحياة غرفة حقيرة في نزل حقير و إذا أخذت جرعة مفرطة اليوم فلا أحد سيكلف نفسه عناء المطالبة بجثتك |
Eğer yaşlı bir insandan kan alırsan, yaşlı bir insana dönüşür müsün hiç? | Open Subtitles | إذا أخذت َ دماء ً من شخص ٍ عجوز هل سيجعلكَ هذا عجوزا ً ؟ |
Eğer normal bir kurşunu alırsak ve aynı mesafeyi katederken video'yu 10 milyar kez yavaşlatırsak, video bitene kadar burada ne kadar süre oturup izlememiz gerekiyor biliyor musunuz? | TED | الآن، إذا أخذت رصاصة عادية وجعلتها تقطع نفس المسافة وأبطأت الفيديو مرة أخرى بمقدار 10 مليارات مرة، هل تعلم كم من الوقت سيكون عليك الجلوس هنا لمشاهدة هذا الفيلم؟ |
Bunun ikisini alırsanız ve birleştirip etrafında döndürürseniz, işte yine sekiz yüzlü, güzel bir şekil. | TED | حسناً، إذا أخذت اثنين منها ووصلتها معاً وأدرتها، إنه ثماني الأوجه مجدداً، مجسم رائع. |
İki imaj arasındaki farkı alırsanız burada, Emily'nin teninden yansıyan parıltının ışığın tüm küresinden resmin aydınlığını elde edebilirsiniz. | TED | إذا أخذت الفارق بين هاتين الصورتين هنا، يمكنك الحصول على صورة مضاءة من كل محيط الضوء لبشرة إيميلي غير المشرقة. |
Efendim... silahı alırsanız, kötülük geldiğinde... savunmasız kalacağız. | Open Subtitles | سيدي اللورد إذا أخذت السلاح سنكون عزّل عندما يعود الشر |
Efendim... silahı alırsanız, kötülük geldiğinde... savunmasız kalacağız. | Open Subtitles | سيدي اللورد إذا أخذت السلاح سنكون عزّل عندما يعود الشر |
Şimdi, onun cüzdanını ve kartını alırsanız işimiz kolay olacaktır. | Open Subtitles | والان, إذا أخذت محظته و بطاقته سيكون شيئا سهلاً |
Onun yerini alırsam, belki ağabeyini yine görebilirim. | Open Subtitles | إذا أخذت مكانه، قد أرى أخيه الكبير مرة أخرى. |
Eğer bunu bu şekilde alırsam bankadakiler bana komik bir ifadeyle bakar ve komik sorular sorar. | Open Subtitles | إذا أخذت هذا للمصرف سيرمقونني بنظرات مريبة ويسألونني أسئلة مضحكة |
İlaçlarımı alırsam, otlarında bitmesine izin verirsem, iyi. | Open Subtitles | إذا أخذت حبوبي وتركت العشب ينمو في الفناء بما فيه الكفاية |
Ama ben alırsam imajımı epey düzeltebilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه إذا أخذت مثل هذا النوع من البرامج ستتحسن صورتي |
Bu yüzden eğer Toby'i alırsam belki beni yalnız bırakır diye düşündüm. | Open Subtitles | لذا أعتقدت إذا أخذت توبي ربما هو يتركني لوحدي |
Eğer bunu ondan alırsan, inan bana onu da kaybederiz. | Open Subtitles | إذا أخذت منها هذا، فأنا أعدك أننا سنخسرها أيضا |
- Silâh alırsan onu kullanabilirsin. | Open Subtitles | إذا أخذت سِلاح سوف ينتهي بك الحال إلى إستعماله |
Doğa kanunu der ki, eğer bir erkek tavşanı alırsan ve bir dişi tavşanı alırsan, ve bunları uzun bir süreliğine aynı kafese koyarsan sence ne olur? | Open Subtitles | قانون الطبيعة يقول بأنه إذا أخذت أرنب ذكر وأرنبة ، ووضعتهُمَا في قفصٍ معاً لمدّةطويلةمِنالزمن، |
Bildiğiniz üzere, insan vücudunda meydana gelen ve insan vücudunda olabilecek tüm kimyasal reaksiyonları ele alırsak, çoğu insan bu sayının yaklaşık bir milyon olduğunu düşünecektir. | TED | إذا أخذت الكون بأكمله بكل تفاعلاته الكيميائية في جسم الإنسان، كل تفاعل كيميائي يكون جسدك قادرًا عليه، معظم الناس يعتقدون أن هذا العدد هو من فئة المليون. |