Beni hala çalıştırmak istiyorsan çalıştır. İstemiyorsan çalıştırma. | Open Subtitles | أذا أردت أن تظل تدرينى فلتفعل إذا لم ترد فلا تفعل |
E peki yandaki masada durmasını istemiyorsan nerede durmasını istiyorsun? | Open Subtitles | إذا لم ترد أن يكون على الطاولة أين تريد أن أضعه؟ |
Özrümü kabul etmek istemiyorsan, yapabilecegim bir sey yok. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن تقبل هذا لا أعرف ما يمكنني فعله لك |
Ama ölmek istemiyorsan, yanımızdan ayrılma. | Open Subtitles | إنه محقّ لكن إذا لم ترد الموت من الأفضل أن تبقى معنا |
İstemezsen bir daha hiç kimse tetiği çekmeni istemeyecek. | Open Subtitles | و لن يطلب منك أحد أن تطلق النار على أحدهم , إذا لم ترد ذلك , حسنا ً ؟ |
Gelmek istemezsen seni tamamıyla anlarım ya da daha iyi planların varsa. | Open Subtitles | وانا افهم تماماً إذا لم ترد ذلكَ او إذا كانت لديكَ خطط اخرى افضل من هذه |
Bizim giremeyecegimiz yerlere girebilir. Sen kullanmak istemiyorsan ...ben kullanırım onu. | Open Subtitles | يستطيع بلوغ مناطق لا يمكننا الوصول إليها إذا لم ترد استخدامه... |
Böyle tamir edilmesini istemiyorsan, ona dikkat et ki kırılmasın. | Open Subtitles | ,إذا لم ترد أن يتم إصلاحها بهذه الطريقه فكن حذرا عندما تلعب بها حتى لا تتحطم |
Bizim giremeyecegimiz yerlere girebilir. Sen kullanmak istemiyorsan ...ben kullanırım onu. | Open Subtitles | يستطيع بلوغ مناطق لا يمكننا الوصول إليها إذا لم ترد استخدامه... |
- Eğer hapse girmek istemiyorsan, yürü. - Hapis mi? | Open Subtitles | هيا إذا لم ترد الذهاب إلى السجن عيك أن تذهب الآن |
Eğer bu filmi yapmak istemiyorsan, baştan söylemeliydin. | Open Subtitles | إذا لم ترد عمل هذا الفيلم , كان يجب فقط أن تقول |
Eğer tutmak istemiyorsan, tezgâha koysaydın. | Open Subtitles | إذا لم ترد حمله من أجلي كان بإمكانك وضعه على المنضدة |
İşi istemiyorsan, kabul etme. | Open Subtitles | إذا لم ترد الوظيفة، فلا تقبلها، لكن فكر ملياً، |
Bela istemiyorsan git artık. | Open Subtitles | لذا ابقَ بعيداً إذا لم ترد الوقوع في المشاكل. |
20 yıllık kariyeri olan bir usta tarafından teker teker işlenen şeyi toprağa gömmemi istemiyorsan... | Open Subtitles | إذا لم ترد أن ترتدي ذلك الكفن الذي قام بحياكته قطعة بقطعة العبقري الذي يملك خبرة عشرون سنة |
İstemiyorsan taşınmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا يجب عليك الخروج من الشقة إذا لم ترد ذلك |
İstemiyorsan sen de kurallara uymayabilirsin, Ganta. | Open Subtitles | لا يجب عليك اتباع القواعد إذا لم ترد ذلك |
Eğer kimseye söylememi istemiyorsan kimseye söylemem. | Open Subtitles | إذا لم ترد منّي إخبار أحدٍ بذلك فلن أفعل ذلك |
Yarın tekrar gelmemi istemezsen başka bir zamana erteleriz. | Open Subtitles | إذا لم ترد أن أعود غداً سنأجل الزيارة لوقتٍ آخر ما رأيك؟ |
Yemek istemezsen sana yardım edemem. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدتكَ إذا لم ترد الأكل |