Bunu tanımlayacak en iyi söz ise paylaşıyorum öyleyse varım. | TED | أحسن طريقة لوصفها هي، أنا أشارك إذن أنا موجود. |
Daha ileri gidip şunu söyleyeceğim, hikaye anlatıyorum öyleyse varım. | TED | ولهذا سأذهب أبعد من ذلك وأقول، أنا أروي قصة، إذن أنا موجود. |
Bunu güzelce şu ifadeyle özetledi: "Düşünüyorum, öyleyse varım." | Open Subtitles | :لقد لخّصها بشكل أنيق في عبارة أنا أفكر, إذن أنا موجود |
Bana Descartes'in şu sözünü hatırlattı "Düşünüyorum öyleyse varım." | Open Subtitles | لقد ذكرتني أن "ديكارت" قال "أنا أفكر ، إذن أنا موجود" |
- "Hissediyorum, öyleyse varım." | Open Subtitles | " أنا أشعر ، إذن أنا موجود " " ـ " أنا أشعر ، إذن أنا موجود |
Bu yeni "Paylaşıyorum öyleyse varım" rejimindeki sorun bağlantımız olmadan kendimiz gibi hissetmiyor oluşumuz. | TED | المشكل في هذا النظام الجديد لـ: "أنا أشارك إذن أنا موجود" هي أننا إذا لم يكن لدينا ارتباط، فإننا لا نحس بأننا أنفسنا حقا. |
Düşünüyorum, öyleyse varım. | Open Subtitles | أنا أفكر، إذن أنا موجود. |
Audre Lorde bir defasında "Beyaz babalar bizlere düşünüyorum öyleyse varım demeyi öğrettiler" demişti. Ama onun önerisi "Hissediyorum, öyleyse özgürüm" diyebilmek idi. | TED | قالت أودري لورد (شاعرة أمريكية من أصل أفريقي) ذات مرة: "علمنا الآباء البيض (المبشرون) أن نقول: "أنا أفكر، إذن أنا موجود." وكانت تلمح الى: "أنا أشعر، إذن أنا موجود." |
"Düşünüyorum, öyleyse varım." demiş. | Open Subtitles | (قال (أنا أفكّر , إذن أنا موجود |