İade edilen Savaş Tanrıları heykellerini kısa bir süre önce ziyaret ettim. | TED | ليس بزمن بعيد، أتيحت لي الفرصة لزيارة آلهة الحرب التي تم إرجاعها. |
Paul ve ben orada olmazsak, 200 tanesi depoda kaybolacak, ve 50 tanesi de denetlenecek ve asla geri iade edilmeyecek. | Open Subtitles | إذا أنا و بول لن نكن هناك ، سنفقد 200 في المستودع و 50 سيتم فحصها و لن نستطيع إرجاعها أبداً |
Bak Dexter, malzeme kullanıldı bile, iade edemem. | Open Subtitles | إنظر، يا ديكستر المعدات إستخدمت الآن نحن لا نستطيع إرجاعها |
Ne yaptığımızı bilmiyorum ama koltuklar kan olmadan ona geri vermek istiyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أعلم ماذا نحن فاعلون، لكنني أريد حقاً إرجاعها إليها بدون أي دمٍ على المقاعد. |
Bunları en kısa sürede geri vermek istiyoruz. | Open Subtitles | إخراج كل تلك الأشياء من المنزل. أردنا إرجاعها في أقرب وقت ممكن. |
Sana geri vermek istiyorum. | Open Subtitles | أريد إرجاعها لك |
Bu oyun aylardır bekleyen siparişlerin arasındaydı. | Open Subtitles | هذه اللعبة كانت على قائمة السلع المطلوب إرجاعها لشهور |
Sana iade etmem uzun sürdüğü için kusura bakma. | Open Subtitles | أأسـف إن إرجاعها لكِ إستغرق وقتاً طويلاً |
Eğer müşteri aldığı bir şeyi geri iade etmek isterse... 3 ay içinde getirmelidir, 3 yıl değil. | Open Subtitles | إذا أراد الزبون إرجاع بضاعةٍ ما عليه إرجاعها خلال ثلاثة أشهر لا ثلاثِ سنوات |
Kusura bakma ya. Senin iade edilecek lanet bir makina olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | أجل، أسفة لقد نسيت أنكِ آلة لعينة سيتم إرجاعها |
O pantolonları iade etmemiz gerektiğini onu söylemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تخبرها بوجوب إرجاعها لهذه السراويل |
İade et onları. İade falan edemem onları. Öylece iade edilmezler! | Open Subtitles | أنا لن أقوم بإرجاعها لايُمكننا إرجاعها بهذه السهولة! |
Beğenmediysen iade edebilirim. | Open Subtitles | إذا لم تعجبك يمكنني إرجاعها |
İade ederken sana bol şanslar. | Open Subtitles | حظاً موفقاً في إرجاعها |
Bu oyun aylardır bekleyen siparişlerin arasındaydı. Tam fiyat! | Open Subtitles | هذه اللعبة مطلوب إرجاعها منذ أشهر، سعر كامل! |