"إرضاء" - Traduction Arabe en Turc

    • memnun
        
    • tatmin
        
    • mutlu etmek
        
    • memnuniyeti
        
    • memnuniyetini
        
    • tatmini
        
    Kendi babamı hiç memnun edemediysem de en azından başkasınınkini memnun ettim. Open Subtitles حتى لو لم أستطِع إرضاء والدي أبداً، فعلى الأقل يمكنني ارضاء الآخرين
    Sadece hükümeti memnun etmek için var olmayı neden koruyayım? Open Subtitles و ماهو المغزى من حياتنا إن كان هدفنا إرضاء السلطة؟
    Baskıcı baba figürünü memnun etmek istiyor ama karşılığındaki sevgi yoksunluğu gücüne gidiyor. Open Subtitles انه يريد إرضاء صورة شخصية الأب المتطلب مما يُمثل غياب أي خيال متبادل
    İkinci ya da üçüncü kitaptan sonra tek istedikleri kendi egolarını tatmin etmek. Open Subtitles ثم بعد الكتاب الثاني أو الثالث يتحول الأمر إلى الرغبة فى إرضاء الغرور
    Vakti olmayan biri için temizlik yapmaktan daha tatmin edici bir şey yok. Open Subtitles إنّني اغسل. لا يوجد شيء أكثر إرضاء من الغسيل لشخص ليس لديه وقت.
    Savunma sanayisindeki dostlarını mutlu etmek için yaptın bunları. Open Subtitles لقد قمت بكل هذا الشيء من أجل إرضاء رفاقك في المصانع العسكرية.
    Müşteri memnuniyeti çok önemlidir kısaca Burlington'da fahişe üretim fabrikası gibiyiz her çeşit fahişemiz bulunmakta, ne dediğimi anladın mı sadece 5,99 dolara bi güzel rahatlarsın. Open Subtitles كُلها تؤول إلى إرضاء العميل نحن مصنع معاطف لتأجير المومسات أجعل العاهرة تعمل لي , تفهم قصدي
    Ve orada, efendim. Ve acme şirketi tam müşteri memnuniyetini garanti hatırlıyorum. Iyi, teşekkür ederim. Open Subtitles و ها أنت ذا يا سيدي و تذكر أن هدف الشركة الأول هو إرضاء العميل
    Bana sorarsanız Fransızlar karılarını memnun edemeyen bir grup zavallı ibne. Open Subtitles للتنوع إذا سألتني، الفرنسيين حنفة من اللوطين لا يستطيعون إرضاء زوجاتهم
    Doğru olduğunu düşündüğün şeyleri yaparak babanı memnun etmeye çalışmıyor muydun? Open Subtitles تُحاول إرضاء والدك عن طريق فعل ما تعتقد أنه صائب ؟
    Bir sürü mühendisimiz var ama hiçbiri müşteriyi memnun edemedi. TED لدينا مجموعة من المهندسين، لكن، لا أحد منهم تمكن من إرضاء العميل
    Michael Carleone'yle ilgili harika bir örnek verdi, "Baba"daki Al Pacino'nun karakterinin omurgası büyük ihtimalle babasını memnun etmekti. TED أعطتني مثالا رائعا لمايكل كورليوني، شخصية آل باتشينو في "العراب،" وأنه على الأرجح عموده الفقري كان هو إرضاء والده.
    Bazen, başkalarını memnun etmek kendimi memnun etmekten daha kolay göründü. Open Subtitles فى بعض الأحيان ، يبدو أنه من الأسهل إرضاء الآخرين عن إرضاء نفسك
    Beni memnun edersen, yaşamana izin verebilirim. Open Subtitles إذا كنت إرضاء لي، وأنا قد تمكنك من العيش.
    Ama dediğim gibi, herkesi tatmin edemezsiniz. TED لكن مثل ما أقول، أنت لا تستطيع إرضاء الجميع
    Kısacası, geleneksel toplumların birçoğu ihtiyarlarını bizim çağdaş, büyük toplumlarımızdan daha iyi kullanıyor ve onlara daha tatmin edici hayatlar sunuyorlar. TED باختصار، العديد من المجتمعات التقليدية يستفيدون بشكل أفضل من مسنيهم ويهبون لهم حياة أكثر إرضاء مقارنة بقرنائهم في المجتمعات الحديثة والكبيرة.
    Sırf dünyanın çevresini dolaşma hırsınızı tatmin edebilmek için. Open Subtitles لغرض إرضاء طموحك من أجل الإبحار حول العالم.
    Sana sarılmak isterdim, ama önce, ahlaki öfkemi tatmin etmem gerek. Open Subtitles أود معانقتك، لكن أولاً يجب إرضاء شعوري بالغضب
    Çünkü muhtemelen, Bob'u "mutlu etmek" konusunda endişelisindir. Open Subtitles " لإنني أعلم بأنك على الأرجح قلقة بشأن إرضاء " بوب
    - Bir diğerini daha mutlu etmek istiyorum. Open Subtitles أريد إرضاء واحد آخر
    Atlantic American Havayollarında her zaman müşteri memnuniyeti önce gelir. Open Subtitles إرضاء العميل فى المقام الأوّل عندنا
    Müşteri memnuniyetini sağlaman gerekmiyor mu? Open Subtitles أليس من المفترض عليك إرضاء العملاء؟
    Bu, masumiyetin bir tatmini mi? Open Subtitles لا يوجد ما هو أكثر إرضاء من قهر الأبرياء

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus