"إسمح" - Traduction Arabe en Turc

    • izin
        
    • Bırak
        
    • Affedersiniz
        
    • bırakın
        
    • Afedersiniz
        
    • Size
        
    • Pardon
        
    • Bağışlayın
        
    Neresi olursa olsun, lütfen oyun servisini almamıza izin verin. Open Subtitles مهما كان الحال ، أرجوك إسمح لي بتطوير اللعبة للمضي
    Hayır, şu sigaralar için. Bir tane almama izin verin doktor. Open Subtitles لا ،سيكون لهذه السجائر أرجوك إسمح لى أن أدخن واحدة
    Hadi ama, Jack, bu benim hatam. Bırak da düzeltmeye yardımcı olayım. Open Subtitles هيا يا جاك ، هذا خطأي إسمح لي أن أحاول إصلاحه
    Finale yaklaşırken onu biraz tut, izin ver, Admiral'e bir baksın, sonra Bırak. Open Subtitles أنت فقط إحتجزه خلال اللفة الأخيرة وتركه يرى ور أدميرال يسبقه ثمّ إسمح له بالتقدم
    Affedersiniz. Lambada bir bakalım. Derhal bir balistik inceleme istiyorum. Open Subtitles إسمح لي خذها للمختبر ، أريد تقرير المقذوفات لنرى ماذا لدينا
    bırakın, emirleri subaylar versin. Open Subtitles إسمح لضباط الملكه أن يعطوا أوامر لجنودها
    Afedersiniz. Burada amcasıyla yaşayan kızı tanıyor musunuz? Clarisse. Open Subtitles إسمح لي هل تعرف الفتاة التي يعيش هنا مع عمها ؟
    Toplara gitmeyecekseniz izin verin ben gideyim. Open Subtitles إذا كنت لا ترغب في السير على صوت هدير المدافع ، إسمح لى بالذهاب
    Sayın Başkan, izin verirseniz Size yardımcı olayım. Open Subtitles السيد رئيس مجلس القضاء الأعلي فضلا إسمح لي بمساعدتك
    Bu dedikoduyu kanıtlayıncaya dek, onun Lugash'a gitmesine izin veremeyiz. Open Subtitles حتى نحقق هذه الإشاعة بشكل أو بآخر. مهما كانت الظروف إسمح له للذهاب إلى لوجاش.
    İzin ver de amcamı ben uyandırayım, yoksa inme inip ölebilir. Open Subtitles إسمح لي بأن أحرّض عمّي المسكين ! وإلاّ سيموت بالسكتة القلبية
    Müvekkilimi tanıtmama izin verin Bay Louis Cyphre. Open Subtitles إسمح لى أن أقدم لك عميلى السنيور لويس سيفر
    En azından kendimize hatırlamak için izin verebileceğimizi düşünmüştüm. Open Subtitles إعتقدت بأنّنا قد على الأقل إسمح لأنفسنا للتذكير.
    Bırak gireyim. Kalabalığa karışırım. Kimse beni farketmez. Open Subtitles إسمح لي بالدخول ، سأختفي وسط الحشد . لن يلاحظني أحد
    Bırak da senin bıraktığın iş için en iyisinin ne olduğuna karar vereyim. Open Subtitles إسمح لي بالقيام بما هو أفضل للعمل الذي هجرته.
    Onu Bırak yoksa şimdi senin adamını öldüreceğim. Open Subtitles إسمح له بالذهاب و إلا فسوف أقتل رجلك الآن
    Çocuklara ben kefilim. Bırak içeri girsinler. Open Subtitles أنا مسؤولة عن هؤلاء الأطفال رجاءً إسمح لهم بالدخول، فوراً.
    Bırak geçelim. Bu müzik çok etkileyici, ama dans edersen, daha da etkileyici olur. Open Subtitles إسمح لنا بالمرور هذه الموسيقى ساحرة لكنه سيكون أكثر سحرا
    Affedersiniz, bayan, sanırım bir şey düşürdünüz. Open Subtitles إسمح لي ، يا سيدتي . أعتقد أنك أسقطت شيئا هناك.
    Affedersiniz, herkes öne gelebilir mi lütfen? Open Subtitles إسمح لي، فإننا يمكن أن يكون الجميع، من فضلك؟
    Başka zaman yaparız. Lütfen, bana bırakın. Open Subtitles سنفعل ذلك في وقت لاحق لا، من فضلك إسمح لي
    Afedersiniz hanımefendi, William Finn'i görmeye mi geldiniz? Open Subtitles إسمح لي، يا سيدتي. هل جئت لرؤية وليام فين؟
    Yapmak istediğimizi Size anlatayım. Open Subtitles إسمح لي أن أشرح لصاحب الجلالة ما نحاول القيام به؟
    - Pardon, Bay Gold... - Teşekkür et ve kızı def et. Open Subtitles إسمح لي ، يا سيد غولد أُشكريها وتخلصى منها
    Merağımı Bağışlayın. Bıyığınıza ne oldu? Open Subtitles إسمح لي على التطفل ، ولكن ماذا حدث لشاربك ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus