Neresi olursa olsun, lütfen oyun servisini almamıza izin verin. | Open Subtitles | مهما كان الحال ، أرجوك إسمح لي بتطوير اللعبة للمضي |
Hayır, şu sigaralar için. Bir tane almama izin verin doktor. | Open Subtitles | لا ،سيكون لهذه السجائر أرجوك إسمح لى أن أدخن واحدة |
Hadi ama, Jack, bu benim hatam. Bırak da düzeltmeye yardımcı olayım. | Open Subtitles | هيا يا جاك ، هذا خطأي إسمح لي أن أحاول إصلاحه |
Finale yaklaşırken onu biraz tut, izin ver, Admiral'e bir baksın, sonra Bırak. | Open Subtitles | أنت فقط إحتجزه خلال اللفة الأخيرة وتركه يرى ور أدميرال يسبقه ثمّ إسمح له بالتقدم |
Affedersiniz. Lambada bir bakalım. Derhal bir balistik inceleme istiyorum. | Open Subtitles | إسمح لي خذها للمختبر ، أريد تقرير المقذوفات لنرى ماذا لدينا |
bırakın, emirleri subaylar versin. | Open Subtitles | إسمح لضباط الملكه أن يعطوا أوامر لجنودها |
Afedersiniz. Burada amcasıyla yaşayan kızı tanıyor musunuz? Clarisse. | Open Subtitles | إسمح لي هل تعرف الفتاة التي يعيش هنا مع عمها ؟ |
Toplara gitmeyecekseniz izin verin ben gideyim. | Open Subtitles | إذا كنت لا ترغب في السير على صوت هدير المدافع ، إسمح لى بالذهاب |
Sayın Başkan, izin verirseniz Size yardımcı olayım. | Open Subtitles | السيد رئيس مجلس القضاء الأعلي فضلا إسمح لي بمساعدتك |
Bu dedikoduyu kanıtlayıncaya dek, onun Lugash'a gitmesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | حتى نحقق هذه الإشاعة بشكل أو بآخر. مهما كانت الظروف إسمح له للذهاب إلى لوجاش. |
İzin ver de amcamı ben uyandırayım, yoksa inme inip ölebilir. | Open Subtitles | إسمح لي بأن أحرّض عمّي المسكين ! وإلاّ سيموت بالسكتة القلبية |
Müvekkilimi tanıtmama izin verin Bay Louis Cyphre. | Open Subtitles | إسمح لى أن أقدم لك عميلى السنيور لويس سيفر |
En azından kendimize hatırlamak için izin verebileceğimizi düşünmüştüm. | Open Subtitles | إعتقدت بأنّنا قد على الأقل إسمح لأنفسنا للتذكير. |
Bırak gireyim. Kalabalığa karışırım. Kimse beni farketmez. | Open Subtitles | إسمح لي بالدخول ، سأختفي وسط الحشد . لن يلاحظني أحد |
Bırak da senin bıraktığın iş için en iyisinin ne olduğuna karar vereyim. | Open Subtitles | إسمح لي بالقيام بما هو أفضل للعمل الذي هجرته. |
Onu Bırak yoksa şimdi senin adamını öldüreceğim. | Open Subtitles | إسمح له بالذهاب و إلا فسوف أقتل رجلك الآن |
Çocuklara ben kefilim. Bırak içeri girsinler. | Open Subtitles | أنا مسؤولة عن هؤلاء الأطفال رجاءً إسمح لهم بالدخول، فوراً. |
Bırak geçelim. Bu müzik çok etkileyici, ama dans edersen, daha da etkileyici olur. | Open Subtitles | إسمح لنا بالمرور هذه الموسيقى ساحرة لكنه سيكون أكثر سحرا |
Affedersiniz, bayan, sanırım bir şey düşürdünüz. | Open Subtitles | إسمح لي ، يا سيدتي . أعتقد أنك أسقطت شيئا هناك. |
Affedersiniz, herkes öne gelebilir mi lütfen? | Open Subtitles | إسمح لي، فإننا يمكن أن يكون الجميع، من فضلك؟ |
Başka zaman yaparız. Lütfen, bana bırakın. | Open Subtitles | سنفعل ذلك في وقت لاحق لا، من فضلك إسمح لي |
Afedersiniz hanımefendi, William Finn'i görmeye mi geldiniz? | Open Subtitles | إسمح لي، يا سيدتي. هل جئت لرؤية وليام فين؟ |
Yapmak istediğimizi Size anlatayım. | Open Subtitles | إسمح لي أن أشرح لصاحب الجلالة ما نحاول القيام به؟ |
- Pardon, Bay Gold... - Teşekkür et ve kızı def et. | Open Subtitles | إسمح لي ، يا سيد غولد أُشكريها وتخلصى منها |
Merağımı Bağışlayın. Bıyığınıza ne oldu? | Open Subtitles | إسمح لي على التطفل ، ولكن ماذا حدث لشاربك ؟ |