- İtiraz ediyorum. Soru kışkırtıcı. - O da yapsın. | Open Subtitles | إعتراض ، شرفك هذا تحريضي ما الذي جيد للقضيه، شرفك |
- Sayın Hakimler, itiraz ediyorum. Bir şey saklamaya çalışıyor. | Open Subtitles | لسيادتكم , لدى إعتراض قوى إنه يحاول إخفاء أمر ما |
İtiraz ediyorum Sayın Hâkim. Az önce soruldu ve cevaplandı. | Open Subtitles | إعتراض , سيّدي القاضي إسأل فقط , و أجب فقط |
Kimsenin mutlu ya da neşeli olmasına itirazım yok. | Open Subtitles | ليس لي إعتراض على أي واحد أن يكون مبتهجا أو لطيفا |
Hizmetlilerin odasına bakmamıza bir itirazınız olmaz sanırım? | Open Subtitles | أعتقد أنه لا يوجد أي إعتراض على تفقدنا لمأوى الخدم ؟ |
Hayır, bu tanığa saygımdan, itirazı kabul edeceğim. | Open Subtitles | لا ، لكن فيما يتعلق بهذا الشاهد أنا سأتحمّل إعتراض الدفاع |
İtiraz ediyorum, Yargıç. Bu kişi tanık listesinde yok. | Open Subtitles | إعتراض يا سيادة القاضي هذا الشخص ليس بقائمة الشهود |
İtiraz ediyorum. Şahsi kanılar verilere dayanmaz. | Open Subtitles | إعتراض يا سيدى, التعبير مجرد رأى ليس حقيقة |
- İtiraz ediyorum! | Open Subtitles | سيدة ريكسروث ، هل تعرفي هذه الأبيات ؟ إعتراض |
İtiraz ediyorum, dava ile ilgili delillerin önceden bize bildirilmesi gerekirdi | Open Subtitles | إعتراض. أي شيء متصل بهذه القضية كان ينبغي أن يسلم لنا قبل الأستماع |
İtiraz ediyorum Sayın Yargıç, muğlak. | Open Subtitles | إعتراض يا سيادة القاضي.. هذا مبهم ماهو المبهم؟ |
İtiraz ediyorum sayın yargıç. Bu açıkca bir uydurmadır. | Open Subtitles | إعتراض , حضرة الاضي من الواضح أن هذا إفتراء |
İtiraz ediyorum. Soru soruldu ve cevaplandı. | Open Subtitles | إعتراض إعتراض لقد سُئل وأجاب على السُؤال. |
İtiraz ediyorum, Sayın Yargıç. Fena değildi, taş çatlasa iyiydi. | Open Subtitles | إعتراض يا سيادة القاضي، لا بأس به، هو جيّد في أفضل الأحوال. |
İtiraz ediyorum. Sayın Yargıç, bu yazılanlar zaten kanıtların içinde yer alıyor. | Open Subtitles | إعتراض , حضرتك هذه النصوص موجوده مسبقا كأدلة |
İtiraz ediyorum Sayın Hakim gerçeklere dair bir soru değil. | Open Subtitles | إعتراض حضرة القاضي, لأنها تدعو إلى التخمين |
İtiraz ediyorum. Bunlar varsayım. | Open Subtitles | إعتراض ، إنه يقوم بتضليل الشاهد |
Oh, tabi ki. Tamam, Sid. Eğer durum böyleyse hiçbir itirazım yok. | Open Subtitles | أوكي , سيد طالما أن الموضوع كذلك, فأنا ليس لدي إعتراض في الواقع هي ممتازة لك |
Evet, elbette. Yazıcılarımızdan birinin söylenenleri not almasına bir itirazınız olur mu? | Open Subtitles | هل لديك أي إعتراض على قيام إحدى كاتباتنا بتدوين كل ما يقال ؟ |
Buna diğer Doktor Crane'in bir itirazı yoktur herhalde. | Open Subtitles | أفترض أن الدكتور كرين الاخر ليس لديه إعتراض على هذا القرار ؟ |
Yalağınızda serinlesek size sorun olur mu efendim? | Open Subtitles | أليس لديك آي إعتراض أن نستريح في مزرعتكم؟ |
Gösteriyi izleyeceğiz şerif. İtirazın mı var? | Open Subtitles | سنشاهد العرض يا مدير الشرطة هل من إعتراض ؟ |
Araba verilmesine karşı çıkarkenki gerekçesi çok ilginçti. | TED | لم يكن ليؤمّن العربة، وكان لديه إعتراض مثير للإهتمام. |
- İtiraz Kabul edildi. | Open Subtitles | ـ إعتراض ـ إستمري دون مقاطعة |