Hangisi daha yetkili bölge Müdür Yardımcısı mı, yoksa bölge Satış Direktörü mü? | Open Subtitles | أيهما أعلى , مساعد المدير الإقليمي أو مخرج إقليمي مسؤول عن المبيعات ؟ |
12 senedir Dunder Mifflirde çalışıyorum, son dört senedir bölge Müdürü olarak. | Open Subtitles | أنا بشركة "داندر ميفلين" منذ 12 عام آخر أربعة أعوام كمدير إقليمي |
bölge Müdürüne Yardımcılıktan bölge Müdür Yardımcılığına. | Open Subtitles | مساعد للمدير الإقليمي إلى مدير إقليمي مساعد |
bölgesel düzeydeki hükümetin kuruluşları ile çalışmalıyız. | TED | علينا أن نعمل مع الحكومات على مستوى إقليمي. |
Dünyadaki gelişim bütün öğeleri ile birlikte alınmalıdır, bunu sadece bir bölgesel seviyede tutmak mantıksızdır. | TED | يجب أن يتم وضع تحسين العالم في السياق الصحيح، وليس لذلك علاقة بعمل ذلك على مستوى إقليمي. |
Bir karton imalatçısında bölgesel toplama müdürüyüm. | Open Subtitles | أنا مدير إقليمي لمجموعة شركات لصنع الكرتون |
Her başarılı bölge Müdürü'nün arkasında başarılı bir bölge Müdürü Yardımcısı vardır. | Open Subtitles | خلف كل مدير إقليمي عظيم هنالك مساعد عظيم للمدير الإقليمي، |
Bugün buradan, siyah kuşağı olan bir bölge müdürü olarak ayrılıyorum. | Open Subtitles | اليوم, أغادر من هنا كمدير إقليمي بحزام أسود |
Karışıklığın ortasında iki bağımsız koloni arasında bölge anlaşmazlığı var. | Open Subtitles | في قلب الصراع أنه صراع إقليمي بين أثنين من المستعمرات المستقلة |
Şirket tarihindeki en genç bölge pazarlama müdürü olacağım. | Open Subtitles | أتعلمين سأكون أصغر مدير إقليمي... منذ تأسيس الشركة. |
Zagat'ın bölge editörü oldu. Ofisi ve her şeyi var. | Open Subtitles | إنه محرر إقليمي لـ "زاجار" لديه مكتب وكل شيء |
Burlington Trikotaj'ın bölge temsilcisiyim. | Open Subtitles | إني مدير مبيعات إقليمي |
Rekor bir başarı. Paula Ana'nın tarihinde 100 tane gözleme evi rekoruna ulaşan ilk bölge müdürü olacağım. | Open Subtitles | إنها عملية تحطيم رقم قياسي سأكون أول مدير إقليمي في تاريخ محلات الأم (بولا) للفطائر المحلاة |
Bu bir bölge tanımı. Karşılığı Fransa. | Open Subtitles | هو تعيين إقليمي |
bölge Müdürü olduğum küçük, kağıt tedarikçisi Dunder Mifflin'di. | Open Subtitles | كنت فيها مدير إقليمي لشركة صغيرة للورق تدعى (دندر ميفلين )ـ |
- İşlerin, bölgesel uyuşmazlık yaşanmasının da ötesinde kızışmasına sebep olacaktır. | Open Subtitles | وهذا سيصعّد الأمور لأكثر من مجرد صراع إقليمي |
Bu durum, bölgesel bir denetim ve yaklaşık 10 uzman gerektirir. | Open Subtitles | هذا يتطلب تفتيش إقليمي حوالي 10 أختصاصيين. |
Asla bizimle ilgisi olmayan bölgesel bir anlaşmazlığa katılacağımı söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل أبداً بإننا مستعدون بالتورط في نزاع إقليمي الذي ليس لنا شأنه فيه |
bölgesel bir bankadaki koca bir servet, onu korumakla görevli güvenlikle kayıplara karıştı. | Open Subtitles | "ثروة اختفت من بنك إقليمي وأيضا حارس وقع لحمايتها" |
- Bazı bölgesel ihtilaflar varmış. | Open Subtitles | إنهم بحاجة إلينا لتسوية نزاع إقليمي. |
Honduras ve Nikaragua bölgesel bir kavga içindeler. | Open Subtitles | هندوراس ونيكاراغوا لديهم نزاع إقليمي |