Cebimde haplar var. Seni, onlardan birini bana vermen için ikna edebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لدي علبة أقراص في جيبي لا أعتقد ان بإمكاني إقناعك ان تعطيني قرصاً |
Kanunlara karşı olduğunu biliyorum, ama okulda savaşmaktan ziyade, seni ikna etmeyi seçiyorum. | Open Subtitles | أعرف ان هذا مخالف للقوانين لكن في المدرسة بدل القتال أختار محاولة إقناعك |
Seni bulduğum zaman dönmen konusunda seni ikna edemedim beni dinlemiyordun. | Open Subtitles | حسنا عندما التقيتك لم أستطع إقناعك بالعودة لقد كنت غير منطقيا. |
Seninle tartışmayacağım ya da seni ikna etmeye çalışmayacağım biliyorum, artık bitti, farkındayım. | Open Subtitles | لا أريد أن أجادل أو أحاول إقناعك أعلم أن علاقتنا انتهت أعرف هذا |
Benden nefret ediyor. Seni bana karşı doldurmak ve güvenilir biri olmadığıma seni inandırmak istiyor. | Open Subtitles | إنّها تكرهني، وتريدك أن تنقلب عليّ وتحاول إقناعك أنّي غير جديرة بالثقة |
- Seni olduğuna inandırmaya çalıştıkları kızda mı? | Open Subtitles | الفتاة التي يحاولون إقناعك بأنّك هي؟ أجل |
Hayatında becerebildiği en iyi şey nasıI olduysa, seni evlenmeye ikna etmiş olması. | Open Subtitles | الشيء الجيد الوحيد الذي فعله طوال حياته كان إقناعك بالزواج منه بطريقة ما |
Bir dakika almaz. Ve seni bu geziye götürmeye ikna etmek zorunda kalmamı bir düşünsene. | Open Subtitles | لن أطيل دقيقة لم أتوقع أني أستطيع إقناعك بقبول الرحلة |
Ben seni onu sevmen için ikna edemem... Sen de beni ikna edemezsin. | Open Subtitles | لا أستطيع إقناعك بحبه ولا تستطيعي إقناعي أيضا |
Söz verip sizi ikna etmeye çalismayacagim. Ama bana bir sans verin Dedektif. | Open Subtitles | لن أحاول إقناعك بالوعود ولكن أيها التحري، أعطني فرصة |
Sanırım sizi bunu iki hafta yayınlamamaya ikna edemeyeceğim. | Open Subtitles | لا أعتقد اننى سأستطيع إقناعك بالانتظار أسبوعين؟ |
Seni kendi diskiyle onlarınkini değiştirmeye ikna edebileceğini biliyordu. | Open Subtitles | كان يعرف أن باستطاعته إقناعك بتبديل قرصهم المدمج بقرصه |
Anneni görmek konusunda seni ikna etmeye çalışan onunlayken duygusuz olmanı söyleyen bendim, biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنا الواحد الذي حاول إقناعك لرؤية أمّك، لكي يكون غير عاطفي معها. |
Belki de sizi rehberim olma konusunda ikna edebilirim, ne dersiniz? | Open Subtitles | أتظني أنه بمقدوري إقناعك كي تعملين كمرشداً لي؟ |
Seni benim gerçek olduğuma ikna etmeye çalışıyordum ve sen beni vurdun. Hatırladın mı? | Open Subtitles | كنت إحاول إقناعك أنني حقيقي , وأنت أصبتني , أتذكر |
Hayır aslında tam tersini yapmaya sizi ikna etmeyi umuyordum. Mesela herkes buradan çıksa. | Open Subtitles | لا، في الواقع، كنت آمل في إقناعك بالعكس، أن تأمر بخروج جميع من هنا |
Çünkü sizi ikna etmeyi başaran kişi, organ nakli ameliyatında yardımcı olacak. | Open Subtitles | لأنه من سيتمكن منا من إقناعك بفصله من أجهزة الإعاشة والتبرع بقلبه سيساعد في جراحة زرع القلب |
Eğer seni ikna edemezsem, tüm galaksideki sayısız gezegeni nasıl kendime taraftar edeceğim? | Open Subtitles | أنتى أمى إذا لم أكن قادره على إقناعك كَيْفَ يكون متوقعاً أن أُسيطر على العوالمِ الغير معدودةِ في هذه المجرةِ ؟ |
Evet gelmeye çok zor ikna ettiklerine eminim. | Open Subtitles | نعم , بالتأكيد من الصعب إقناعك بالحضور إلى هنا |
Anlaması zor, biliyorum Kyle, fakat bunların hiçbirinin gerçek olmadığına seni inandırmak için müşteri hizmetleri tarafından buraya gönderilen benim. | Open Subtitles | أعلم أنه صعب فهمه كايل، ولكن أنا من تم إرسالي من قبلِ خدمة العملاء في محاولة إقناعك أن كل ما تراه غيرُ حقيقي. |
Uğraştılar, uğraştılar, Kendilerine inandırmaya çalıştılar. | Open Subtitles | وسيحاولون ويحاولون إقناعك بشرائه أنت بحاجة إليهم |
Haklı olduğuma seni inandırsam yeter. | Open Subtitles | سيكون عليّ إقناعك بإنّي على صواب. |
Seni bundan vazgeçirmek için çok mu geç? | Open Subtitles | هل أصبح الوقت متأخر لأحاول إقناعك بتغيير رأيك؟ |