Elektronik alanında, önemli bir keşif bile yapmış. | Open Subtitles | و يبدو أنه حقق إكتشافا مهما في مجال الإلكترونيات |
Ama Klaus'un şu an fark ettiği gibi en ufak bir keşif kafasında sorulara yol açacaktı. | Open Subtitles | و لكن كلاوس أدرك ان إكتشافا صغيرا سيفتح تساؤلات كثيرة |
Sonra, 1984'te Antarktika'da keşif gezisi yapan genç bir bilim adamının bir keşfi, Mars'ta hayat arayışına yeni bir enerji ve umut getirdi. | Open Subtitles | بعد ذلك في عام 1984 عالم شاب في بعثه لقارة أنتراكتيكا حقق إكتشافا أدى لبث طاقه جديدة في نهاية المطاف |
Hiçbir şey bulamasak bile, yararlı bir keşif yapmış oluruz. | Open Subtitles | ، حتى لو لم نجد شيئا فإنه يُعتبر إكتشافا |
Mucizevî bir keşif olabilir. | Open Subtitles | هو سيكون إكتشافا إعجوبيا. |