Bir haftalığına gitmem gerekebilir. | Open Subtitles | أنا قد تضطر إلى الذهاب بعيدا في نهاية الأسبوع واحدة. |
Bir kaç günlüğüne eve gitmem ve lavaboyu kullanmam lazım. | Open Subtitles | لا أشعر أني بخير لذا أحتاج إلى الذهاب للمنزل لبضعة أيام و أستخدم الحمام |
Geneal Motors günde on kere tuvalete gitmesi gerekirse, | Open Subtitles | عندما كان مضطراً إلى الذهاب إلى الحمام عشرة مرات فى اليوم |
Geneal Motors günde on kere tuvalete gitmesi gerekirse, | Open Subtitles | عندما كان مضطراً إلى الذهاب إلى الحمام عشرة مرات فى اليوم |
Bundan sonra ikinizde babanızın yanına Gitmek zorunda kalmayacaksınız. | Open Subtitles | بعد كل ذلك و لا واحد سيضطر إلى الذهاب مع والدكم نعم .. لكن |
Buradan en kısa sürede Gitmek için sabırsızlandığını biliyorum. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك تتطلع إلى الذهاب أبعد ما يمكنك |
- Cuma günü bayram konseri provasına gitmeyi düşünüyor musun? | Open Subtitles | هل تخطط إلى الذهاب إلى تدريب حفل العطلة ليلة الجمعة؟ |
Peki tuvalete gitmen gerektiğinde ne oluyor? | Open Subtitles | ماذا يحدث عندما تضطرين إلى الذهاب للحمام إذاً؟ |
Artık kimyacıya gitmeniz gerekmez. | TED | لن تحتاج إلى الذهاب إلى الصيدلي بعد الآن. |
Hayır, eve gitmem gerekmiyor, tamam mı? | Open Subtitles | لا , لست بحاجة إلى الذهاب للبيت , تمام ؟ لاأريدالذهابللبيت. |
Hiç sorun değil. Mahkemeye gitmem gerekiyordu. | Open Subtitles | ، لم يكن هناك متاعب اضطررت إلى الذهاب للمحكمة اليوم |
Babam beni Hristiyan Üniversitesi'ne gitmem ve hatip olmam için zorluyor. | Open Subtitles | أبي يدفعني إلى الذهاب لــجامعة مسيحّيــة وأصبــح قسيسّ |
Sadece gitmem gereken bir yer var. | Open Subtitles | هناك مكان ما أنا بحاجة حقاً إلى الذهاب أليه |
Tuvalete gitmesi gerekiyor. Bu bana da oluyor. | Open Subtitles | تحتاج إلى الذهاب إلى الحمّام كثيراً أجل، هذا يحدث معي |
Çünkü kanaması vardı ve hastaneye gitmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كانت تنزف كانت تحتاج إلى الذهاب للمستشفى |
İyileşmesi için hastaneye gitmesi gerek diyorlar. | Open Subtitles | يقولون أنهم اضطروا إلى الذهاب إلى المستشفى, لاسترداد, |
Merhaba, arkadaşımın 11 dakika içerisinde hastaneye gitmesi gerekiyor. | Open Subtitles | مرحبا. صديقي في حاجة إلى الذهاب إلى المستشفى خلال 11 دقيقة وإلا سيموت |
Gitmek için kapıyı açman lazım. | Open Subtitles | الحصول على ماذا ؟ تحتاج إلى الذهاب لهم عن طريق البوابات |
Oh, bu çok güzeldi işe Gitmek zorunda değilim. | Open Subtitles | من الجميل أن لا تكون مضطراً إلى الذهاب إلى العمل. |
Çünkü yüzlerce yıldır, bazılarımız yıldızlara baktı ve oraya gitmeyi arzuladı. Yüzlerce yıldır, | TED | لأنه لمئاتِ السنين، نظر البعض منا إلى النجوم وتطلع إلى الذهاب. |
* Çünkü planlamıyorum yalnız gitmeyi * | Open Subtitles | * لأني لا أخطط إلى الذهاب وحيداً * |
Biri sana zarar vermeye çalışıyorsa, polise gitmen gerek. | Open Subtitles | اذا كان احدهم يحاول ايذاءك تحتاج إلى الذهاب إلى الشرطة |
Hanımefendi, afedersiniz.Şu yöne gitmeniz gerekiyor. | Open Subtitles | المعذرة يا سيدتي ، أحتاج منكِ إلى الذهاب بذلك الطريق |