Ama yapabildiğim tek şey seni Cennete geri yollamak. | Open Subtitles | لكن كلّ ما باستطاعتي فعله هو إعادتك إلى النعيم |
Seni tünelde bulup, o cehennemden çıkardım ve Cennete getirdim. | Open Subtitles | لا أريد سماع كلمةٍ منكِ لقد وجدتكِ بذلك النفق و قمتُ بإخراجكِ من ذلك العذاب و أحضرتكِ إلى النعيم |
Şu listeyi ele geçirir geçirmez Cennete doğru yelken açabileceğiz. | Open Subtitles | نحن سنستطيع أن نُقلع إلى النعيم حالما نحصل على تلك القائمة |
Neyse, bizi Cennete götürebilir misin lütfen? | Open Subtitles | بأي حال، هل يمكنك أن تأخذينا إلى النعيم الأن ؟ |
Cennete uzanan bir kulede yaşıyorsun ve Tanrı seni cezalandırmıyor. | Open Subtitles | تعيش في مكان مصيره إلى النعيم و يتم عقابك بواسطة الإله |
Ruhumu Cennete çıkaracak merdiven. | Open Subtitles | السلّم الذي يجب أن تعلوه روحي .إلى النعيم |
Ama o bitinceye kadar Cennete çağrılabilirim. | Open Subtitles | لكن يمكن أن أذهب إلى النعيم قبل أن تنهي عمل هذا. |
İyi haber şu ki köpeklerin hepsi Cennete giderken cehennemde seni kaç tane domuzun bekliyor olacağına inanamayacaksın | Open Subtitles | حسناً ، الأخبار الجيدة هى أن جميع الكلاب ستذهب إلى النعيم ستتفاجيء بعدد الخنازير التي ستنتظرك في الجحيم |
Ama şunu anlaman için yalvarırım, olanlar göründüğünün tam tersine bu kayıp bir ruhun Cennete doğru yol bulmasına yardım eden bir hayır işidir. | Open Subtitles | ولكن أتوسل إليكم أن تفهموا أنها عكس ذلك، أنها عمل صدقة، لمساعدة روح ضائعة لتجد طريقها إلى النعيم. |
Cennete döndüğümüzde, burda özleyeceğin birşey olmalı, değil mi? | Open Subtitles | عندما نعود إلى النعيم ، لابُد من وجود شيء ستفتقده هُنا ، أليس كذلك ؟ |
- Seni dedektiften önce... Cennete geri yollayamazsak o zaman, dedektif tam anlamıyla, tost olacak. | Open Subtitles | لإننا إذا لم نعُد إلى النعيم قبل أن تصل إليكِ المُحققة فسوف تتحول إلى خُبز مُحمص حرفياً |
Kiliseye giden insanların hepsi Cennete gittiğinde, dünya nüfusunu arttırmak için geriye bir tek sen ve ben kalacağız. | Open Subtitles | بسبب ان الذاهبين الى الكنيسة يصبحْون مَأْزُوزين إلى النعيم في نشوةِ يبدو انه انا وأنت الوحيدين الباقين لإعادة إسكان الأرضِ |
Cennete yolculuk için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على جلبك إيانا إلى النعيم |
- Cennete de gitsem cehenneme de. | Open Subtitles | سواء كُنت سأذهب إلى النعيم أو الجحيم |
Ama şimdi seni Cennete götüreceğim. | Open Subtitles | لكنني الآن سأصطحبكِ إلى النعيم. |
Tracy, haydi Cennete gidelim. | Open Subtitles | ترايسي ) لنذهب إلى النعيم ) " " ( مع حبي ، معلمكِ ( دايف |
Cennete iki adet biletim var. | Open Subtitles | لدي تذكرتان إلى النعيم |
Cennete gideceğiz Clarence. | Open Subtitles | سنذهب إلى النعيم |
Cennete veya cehenneme değil. | Open Subtitles | لا إلى النعيم و لا إلى الجحيم |
Eğer Carthage'da yaşayanlar Cennete gitmesi gerekenlerin listesini yapsalar... | Open Subtitles | إن تسنّى لمواطنين (كارتدج) صُنع لائحة تضم الأشخاص الذين يخالونهم ،قد يذهبون إلى النعيم |