Kadınlar yardım için ona gidiyor ve kurban haline geliyorlar. | Open Subtitles | تذهبُ المرأةُ إليهِ للحصولِ على المساعدةِ وينتهي بِها الأمرُ كضحية. |
Evet, bu kişi ona Light Bringer diye sesleniyor ki her nasılsa bu onun için çok önemli. | Open Subtitles | الشخص الذي يُدعى جالب الضوء، هام بالنسبة إليهِ بطريقة ما. |
ona nasıl baktığını görmediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتخالين أنـّي لا ألاحظ كيف تنظري إليهِ ؟ |
Her şey iyi olacak. Onunla sadece konuşmak istiyoruz. Sorun yok. | Open Subtitles | سيكون الأمر على ما يرام، نودّ التحدث إليهِ ، و حسب. |
Bir zamanlar Onunla yakın olmuş olabilirsiniz ama artık değilsiniz. Peki ne oldu? | Open Subtitles | ربّما كنتِ قريبة إليهِ يوماً ما، لكنّكِ لستِ كذلك الآن، لذا ماذا حدث؟ |
Her şey iyi olacak. Onunla sadece konuşmak istiyoruz. | Open Subtitles | سيكون الأمر على ما يرام، نودّ التحدث إليهِ ، و حسب. |
Tamam, arama ekibine katılıyoruz. ona geri dönmeyeceğine dair güvenmiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، سنشرع في حفلٍ من البحثِ الآن، لستُ أستبعد عودتها إليهِ. |
Bilmiyorum ama her şey dönüp dolaşıp ona dayanıyor. | Open Subtitles | لا أدري، لكن يبدو أن كلّ خيط يعود إليهِ. |
Seni düğünü iptal etmeye ikna etmeye çalıştıktan ve senin kabul etmemenden sonra ona yazmış. | Open Subtitles | أياً كان الأمر، كتبت إليهِ بعد أن حاولت إقناعك بإلغاء الزفاف و أنت لم تفعل |
Ve ahtapot ona bakar... ..sonra da gitarı daha önce kimsenin çalmadığı çalmadığı kadar iyi çalar. | Open Subtitles | والأخطَبُوط نَظَر إليهِ وعَزَفَ أفضَلَ مِن أيّ شَخصٍ قَد عَزفَ جِيتَاراً عَلَى الإطلاق |
Evet ama ona karşı ciddi değildim. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كنتُ مُخلصاً في إعتذاري إليهِ |
İş yerinde. Şimdi seni ona götüreceğim. | Open Subtitles | في العمل, سوف أخذكَ إليهِ الآن |
Beni alıp ona götürmek için birkaç çocuk yolluyor. | Open Subtitles | سيرسل بعض الفتيان ليأخذونني إليهِ |
ona sürpriz saldırı düzenlenmez. Bunun için çok zeki. Ama... | Open Subtitles | لا يُمكُنني الإندفاع إليهِ فحسب ... طريقتةُ ذكيّة لِلغاية مِن أجل ذلك |
İşte bu yüzden, Onunla konuşurken onu okuyamadın. | Open Subtitles | ولهذا لم تلاحظي عليه شيءٌ عندما تحدثتي إليهِ. |
Seni geri zekâlı. Sadece Onunla konuşmanız gerekiyordu. | Open Subtitles | أيها الأحمق كان الأجدر بك أن تتحدثَ إليهِ فقط |
Gördüm. Geçen sene. Onunla konuştuğumu sanıyordum. | Open Subtitles | فعلتُ ذلك السنة الماضية، حسبتُ أنّي كنتُ أتحدّث إليهِ. |
O zaman tam da bu vakit böyle bir yerde Onunla karşılaşmak ne şans. | Open Subtitles | يالنا من مَحظوظين كي نأتى إليهِ هُنا فى هذا الوقت والمكان. |
Bilmiyorum, ama Onunla konuşmaya gidip, bunu öğrenmeliyim. | Open Subtitles | لا أعلم، ولكنّني سوف أتحدّثُ إليهِ وأكتشِف ذلك |
Onunla konuşur musun lütfen? Sana saygı duyuyor. | Open Subtitles | تحدث إليهِ رجاءً، إنّه يعتبر بكَ قدوةً. |
Topluluk hakkında Onunla konuştunuz mu? | Open Subtitles | الم تتحدثي إليهِ بشأن الدائرة ؟ |