"إمتيازات" - Traduction Arabe en Turc

    • ayrıcalıkları
        
    • ayrıcalıklarını
        
    • hakkını
        
    • ayrıcalıklı
        
    • izni
        
    • ayrıcalık
        
    • ayrıcalığını
        
    Şöyle bir düşünürsen başrahibenin bazı ayrıcalıkları olduğunu hatırlayacaksın. Open Subtitles أظن أنه إن حاولتِ التذكر رئيسة الدير كان لها إمتيازات
    Hastane ayrıcalıkları ve hasta talepleri. Open Subtitles إمتيازات مستشفى وطلباتِ صبورةِ.
    Ülkeniz, hükümetiniz tarafından verilen pasaportlardaki tüm seyahat ayrıcalıklarını askıya aldı. Open Subtitles بلادك قد أوقفت مؤقتآ إمتيازات جميع السفريات التى أصدرتها حكومتك على جواز سفرك
    Televizyon hakkını kaybettin, ibne. Open Subtitles أنت الأن خسرت إمتيازات تلفزيونك، ايها الحقير
    Şu an ki nesilde çocuklara bakıp çok el bebek gül bebek büyütülüyorlar nelere sahip olduklarını bilmiyorlar, ayrıcalıklı bir nesil yetiştiriyoruz gibi şeyler düşünüyor musun? TED هل ننظر إلى الجيل القادم و نفكر أن أطفالنا مدللون ولا يدركون النعم التي لديهم, هل نربي جيلا ذو إمتيازات..
    Virüsü yüklemek için kullanacağın bilgisayarda müdürlerin izni olması lazım. Open Subtitles عندما تُحمل هذا يجب أن يكون من محطة طرفية تحمل إمتيازات إدارية
    Tecritte ayrıcalık yoktur. Open Subtitles ليس هناك إمتيازات في العزلةِ.
    Ameliyata girme ayrıcalığını hak etmeniz gerekiyor. Open Subtitles إن أردتم إمتيازات جراحية، سيتعين عليكم إستحقاقها
    Neyse, içerdeyken ayrıcalıkları olan mahkûmlar vardı. Open Subtitles -أجل على أيّ حال، عندما كنتُ بالسجن، كان هناك سجناء مع إمتيازات
    Hesap ayrıcalıkları sağlayacağında anlaşmıştık. Open Subtitles -اتفقنا أنكِ ستوفرى إمتيازات حسابية
    Televizyon ayrıcalıkları? Open Subtitles ماذا عن إمتيازات التلفزيون؟
    Bizi ayrıcalıkları olan patronlar gibi düşünün. Open Subtitles فكرى بنا كرؤساء مع إمتيازات
    Üye olmanın ayrıcalıkları vardır. Open Subtitles للعضوية إمتيازات
    Ülkeniz, hükümetiniz tarafından verilen pasaportlardaki tüm seyahat ayrıcalıklarını askıya aldı. Open Subtitles بلادك قد أوقفت مؤقتآ إمتيازات جميع السفريات التى أصدرتها حكومتك على جواز سفرك
    Sen doktorsun, ayrıcalıklarını kullan, ne yapabiliyorsan yap. Open Subtitles أنتي طبيبه ولكِ إمتيازات خاصه تفعلين ماتستطعين
    Tüm köpekcik ayrıcalıklarını kaybettin. Open Subtitles لقد أضعت كل إمتيازات الكلاب
    Beni birdaha ekmeye çalışırsan, senin gezi izni alma hakkını elinden alırım. Open Subtitles إذا حاولت التخلص منّي مجدداً، فإنّي سآخذ منك إمتيازات رحلتك الإستكشافيّة.
    Subay değişim programı size benim emirlerimi sorgulama hakkını vermez. Open Subtitles برنامج تبادل الضباط لا يعطيك أى إمتيازات خاصة ....
    Anlaman gerek Dünyalı Yeşil Fener Birliği, ayrıcalıklı bir organizasyondur. Open Subtitles عليكَ أن تتفهم, أيُّها الأرضيّ، فيلق "جرين لانترن"،هو فيلق ذو إمتيازات.
    Bence halk ayrıcalıklı olmayanların standartlarının ayrıcalıklı olanlardan bir farkı olmadığı konusunda emin olmak için çaba göstermeli. Open Subtitles أعتقد أن على الناس أن يعملوا بِجِدِّاً أكبر لكي يتأكدوا أن المعايير لهؤلاء الذين لم يُمنحوا إمتيازات ليست مُختلفة عن هؤلاء الذين لديهم تِلك الإمتيازات.
    Bir ayrıcalık için Baş Hekim'e gerek yok sanırım. Open Subtitles ربما للمدير إمتيازات خاصة
    Bu da araç kullanma ayrıcalığını kaybetmene sebebiyet verir. Open Subtitles و التي تؤدي إلى خسارة إمتيازات القيادة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus