Çenelerini tutamıyorlar ve İngiltere'nin yarısı Müslümanlar adına konuştuklarını sanıyorlar. | Open Subtitles | عليهم فقط فتح أفواههم لجعل نصف إنجلتر تعتقد أنه يتحدثون بالنيابة على كل المسلمين |
Mornay'in İskoçya'daki topraklarını iki katına çıkardım ve topraklarını İngiltere ile birleştirdim. | Open Subtitles | أعطيت مورني ضعف أراضيه في إسكوتلندا وعقارات مماثلة في إنجلتر... |
İngiltere biletin bugün geldi. | Open Subtitles | تذاكر إنجلتر, وصلت اليوم |
Babam komşu krallıkta neler olup bitiyormuş onunla ilgilenmiyor onun ilgilendiği şey, İngiltere'deki en büyük, daha da önemlisi en zengin krallık olmak. | Open Subtitles | أبي لا يهتم بما يحدث بالمملكة المجاورة، والذي صادف أنها أكبر وأهّم وأغنى مملكة في (إنجلتر). |
Derken ingiltere'den kaçirilip, denizasiri gönderildim, veba ve bulasici hastaliklardan kurtuldum, yeni dünyaya ulastim. | Open Subtitles | لذا قد إخذتُ من "إنجلتر" و ...إرسلتُ عبر البحار باقين على قيد الحياة من ...الطاعون والأوبئة |
Günün birinde İngiltere'yi fethedecektim. Taç giyme töreni düzenlenecek ve ben de Kraliçe olacaktım. | Open Subtitles | كُنت سأخضع (إنجلتر)، تحت سيطرتي وسيقومون بتتويجِيّ. |