"إنعكاس" - Traduction Arabe en Turc

    • yansıması
        
    • yansıma
        
    • yansıyan
        
    • yansımasını
        
    • yansımasıdır
        
    • yansımam
        
    • Yansımaları
        
    • yansımasından
        
    • yansıyor
        
    • yansımaya
        
    • yansımadır
        
    • yansımasında
        
    • yansıman
        
    • yansımada
        
    • yansımamız
        
    Kadın-erkek ilişkisinde imtiyazlı konumda olan tanrının yansıması olan; kadın. Open Subtitles كلهم ينحنون أمام الراهبة إنعكاس لعلاقة متميزة بين أخ و أخت
    Bu yüzden kendimi aynada göremiyorum. Vampirlerin yansıması yoktur. Open Subtitles لهذا السبب لم أتمكن من رؤية نفسي لا يوجد لمصاصي الدماء إنعكاس بالمرآة
    yansıma ya da onun gibi bir şeydi. Open Subtitles لقد كان مجرد إنعكاس أو شيء من هذا القبيل.
    Şehirde sadece yansıma vardır, ormandaysa sadece ses. Open Subtitles في المدينة، دائما هناك إنعكاس في الغابة، هناك صوت دائم
    Camdan yansıyan güneş Wilshire'da kafa kafaya çarpışmalara sebep oluyordu. Open Subtitles إنعكاس الشمس كان يسبب الإصطدامات المباشرة.
    O gece yerde su vardı. Sadece basiliskin yansımasını gördü. Open Subtitles كان هناك ماء على الأرض تلك الليلة رأت إنعكاس الـ بازيليسك وحسب
    ruhunun gerçek yansımasıdır, bu yüzden onları kırmak uğursuzluk getirir. Open Subtitles أنها إنعكاس حقيقي لروحك لهذا كسرها يجلب سوء الحظ
    Aynalara bakmaktan korkuyor çünkü yansıması yok olmuş. Open Subtitles تخاف من النظر للمرآة لأنه ليس لها إنعكاس
    İnsan gibi görünen ama yansıması olmayan bu yaratık kimdi? Open Subtitles لقرابة قرن من الزمان من هو هذا المخلوق الذى يسير بهيئة رجل ولا إنعكاس له
    Hiç kendine sordun mu, neden vampirin aynada yansıması olmaz? Open Subtitles أبداً لم تسأل نفسك لماذا مصاص الدماء ليس له إنعكاس على المرآة؟
    Restoran çıkışında, birkaç bardak şarap da içmişim, yolun bir yansıması falan sandım, sağa doğru adım attım ve... ..kanaldayım. Open Subtitles خرجت من المطعم، زوجان من النبيذ ظننت أنه إنعكاس الشارع .. أوشيئاًما، خطيتمباشرةً.
    Benim de var. Ruhunun karanlık yönünün yansıması bu. Open Subtitles و أنا لدى ظل إنه إنعكاس للجزء الحالك من روحك
    Aynayla kaplı bir zeminde pozitif yansıma, güven, mutluluk, seks. Open Subtitles إنعكاس إيجابي على المرآة الثقة ، السعادة ، الجنس
    Yani, pencerelerde oluşan yansıma sayısına bakarak, tabi havadaki kırılma faktörünü de işin içine katarak, istediğin konumu bulabilirsin. Open Subtitles إذاًن لو قمتِ بإحصاء عدد النقاط في إنعكاس الشمس يمكنك إضافة معامل السماء لاية مكان تريديه
    Gazete başlığını okumaya yetecek kadar parlak bir ışık. Bir yansıma, flaş. Open Subtitles ساطع بما فيه الكفاية , لقراءة عناوين الصحف إنعكاس أو فلاش
    Buraya oturup aynadan tost makinesine yansıyan görüntüye bakarak banyonun boş olup olmadığının görülebildiğini keşfetmiştim. Open Subtitles اكتشفت لو أنني جلست في المطبخ، يمكننيمعرفةما إذاالحمامشاغر ، مستعملةً إنعكاس الحماصة
    Böylece her baktığında kendi egosunun yansımasını görüyor. Open Subtitles حتى يرى إنعكاس غروره في كل مرة ينظر إليهن
    Verdiğin kararlar ve onu takip eden eylemler kim olduğunun bir yansımasıdır. Open Subtitles القرارات التي تقررها والأفعال التي تمتثلُ لها هو إنعكاس لماهيتك.
    Vampir olsaydım, yansımam olmazdı. Open Subtitles لو كنت مصاص دماء، كان سيكون لدي إنعكاس.
    New York Yeni Modern Müzesi’ndeki Ruhun Yansımaları sergisine hoş geldiniz. Open Subtitles أهلاً بكم في "إنعكاس الروح" بمتحف (نيويورك) الحديث
    "Alevlerin yansımasından ateş almış muazzam bir fırın." Open Subtitles المدينه تحولت لفرن كبير يتسع يومياً بفعل إنعكاس السنة النيران
    Bu albümde 2014 yılı etiketi var ve şuradaki monitörden şuradaki 2016 takvimi yansıyor. Open Subtitles أتعلم ، هذا الألبوم مؤرخ في 2014 ولديه إنعكاس على تلك الشاشة هناك لذلك التقويم لعام 2016
    - Hayır. Sen bir yansımaya ateş ettin, hortlağın kendisine değil. Open Subtitles لا لا ما أعنيه أنكِ أطلقتِ النار على إنعكاس
    Bir ayna görevi görürler. Test de bir yansımadır. Open Subtitles إنهم بمثابة مرآة، الإختبار كان واحدا من إنعكاس
    Ama o ihtişamlı yüzün yansımasında tek gördüğüm şey kendi yetersizliğim. Open Subtitles ولكن كل ما رأيته هو إنعكاس على وجهها الجميل لعدم كفائتى.
    Hayır o senin yansıman. Open Subtitles لا, إنها إنعكاس لصورتكِ
    Yakınlaşan yansımada düşmüş olan çiçek yapraklarından gelen bir beyazlık... Open Subtitles ومن إنعكاس أقرب يتساقط شيء على البتلات البيضاء.
    Üzgünüm Brick ama baykuşlar çocukların bir yansımamız olduğuna inanır. Open Subtitles الدروس من وتتهرب بريك آسف, أنا يعتقدون البوم لكن أطفالنا بأن لأنفسنا إنعكاس

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus