"إنكارها" - Traduction Arabe en Turc

    • inkar
        
    • inkâr
        
    • inkarı
        
    • reddedilemez
        
    Bu teknoloji birçok inkar edilemeyecek fayda vadediyor. TED فهذه التكنولوجيا تبشر بالعديد من الفوائد التي لا يمكن إنكارها
    Verilerini sorgulamiyorum. inkar edilemeyecek gerçekler var. Open Subtitles أنا أختبر معلوماتك الحقيقة لا يمكن إنكارها
    Bence inkar edilemez bir çekimimiz olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles أعتقد أنه يعني أن لدينا . جاذبية لا يمكن إنكارها
    "Ben Lagos ve Berlin'in yerlisiyim" birbiri ile örtüşen yaşanmışlıkları, birbirine kaynaşan, inkâr edilemeyen yahut ortadan kaldırılamayan katmanları gösteriyor. TED " آنا محلي من لوغوس و برلين" تقترح التجارب المتداخلة، الطبقات التي تدمج معاً ،و التي لايمكن إنكارها أو إزالتها.
    Ancak üretilebilecek çözümlerin başarısı inkâr edilemez. TED ولكن أنواع النتائج التي يمكن إنتاجها هي التي لا يمكن إنكارها.
    Dinleyin beni, anlatacağım şeyi Edemem inkâr Open Subtitles اسمع جيداً,أنا مستعد أن أخبر بضرورة لا أستطيع إنكارها
    Tatlım, bu manşetlere bile çıkabilecek inkar edilemez bir gerçek. Open Subtitles الشائعات يا عزيزتي إنها حقيقة لا يمكن إنكارها وقد يكون أيضا مكتوبة في طابعة
    Adaya rastgele bir çamur at, sonra da bana inkar etmem için gel böylece sen de inkarı hikaye olarak kullanabilirsin. Open Subtitles تلقين بأي قذف عشوائي على المرشح, وتجبرينني على إنكارها لتستطيعين استخدام هذا الإنكار كقصة.
    Ve benim damak tadım mesele yeteneğe gelince inkar edilemezdir. Open Subtitles و ذائقتي لا يمكن إنكارها عندما يتعلق بالموهبة
    İnkar edilemez şekilde namuslu, ki bu sende fena hâlde eksik. Open Subtitles لديه لباقة رائعة لا يُمكن إنكارها في الحديث ، والتي تفتقرها أنت بشدة
    Birbirimizi suçlamakla o kadar meşgulüz ki sorunun burada değil, orada olduğuyla ilgili inkar edilemez basit gerçeği görmezden geliyoruz! Open Subtitles نحن مهتمون فقط بتوجيه أصابع الاتهام لبعضنا لدرجة أننا نتجاهل الحقيقة المستحيل إنكارها في أن المشكلة ليست هنا، إنها هناك!
    Hareketlerinde birşey İnkar edemem Open Subtitles طريقة تحركك المميزة، لا أستطيع إنكارها
    "Şu gerçekleri kutsal ve inkar edilemez sayıyoruz ki, tüm insanlar eşit yaratılmıştır... " Ve benzeri. Open Subtitles نحن نرى هذه الحقائق مقدسة ولا يمكن إنكارها ... إنكل الناسخلقوامتساوينالخ
    Bu inkâr edilemez. Hepimiz bunu yaşadık. Open Subtitles . إنها قوة لا يُمكن إنكارها كل شخص بهذه الحجرة شاهد أحداث
    Senin varlığını inkâr etmekle eşin ne kazanacak? Open Subtitles ما الذى ستجنيه زوجتكَ من إنكارها لوجودك ؟
    Ve yakılarak ruhu bir cesedin içine hapsedilen ben insan sevgisinin inkâr edilemez gücünü hepinizden daha iyi biliyorum. Open Subtitles وحتى شخص محروق وميت من الداخل مثلي أفضل من تقليل من شأن قوة الحب البشري التي لايمكن إنكارها
    "Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." Open Subtitles "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها.
    "Grausen olduğuna karar verdiğim yaratıkla karşılaşmamdan sonra inkâr edilemez bir gerçekle karşı karşıya kaldım." Open Subtitles "بعد مواجهتي لما أرك الآن كونه "جراوزن"، "لم تتبقَ لي سوى حقيقة واحدة لا يمكن إنكارها.
    - ...ve inkâr edilemez oldukları çok net. Open Subtitles وهناك أنماط... واضح، وأنماط لا يمكن إنكارها.
    Farkında mısın bilmiyorum ama inkarı mümkün varlıklar yaratmanın yolunu buldun. Open Subtitles لا أظنكِ تدركين هذا، لكنكِ إكتشفتِ طريقة لخلق اصول يمكن إنكارها
    Dizaynı reddedilemez bir değer. Open Subtitles تصميم لها هو أحد الأصول التي لا يمكن إنكارها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus