Neyse, adam tam kafayı yemek üzereydi ki tek kelime etmeden 19'luk muazzam bir İngiliz gençle birlikte oradan ayrıldım. | Open Subtitles | عمومًا، حين أصبح الرجل مجنون تمامًا من أجلي, غادرت دون مقدمات رفقة شاب رائع إنكليزي في التاسعة عشر من عمره. |
Kahrolası şeye cesurca yaklaş ve her saygın İngiliz beyefendisi gibi korkusuz ol. | Open Subtitles | انظر إلى الشيء اللعين بجرأة وحدّق في عينيه، كما يفعل أي إنكليزي محترم. |
İngiliz bir adamla tanıştım, ve gerçekten bayağı da yakınlaştık. | Open Subtitles | التقيت برجل إنكليزي وانسجمنا إلى أقصى حد. |
60 senedir havalandırması zayıf bir İngiliz zemin katında yağ kaplı bir zemin ne olur biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ماذا يحدث لزبد مجمد، بعد أن يمر عليه ستة عقود في سرداب إنكليزي معرّض لتهوية سيئة؟ |
Neden kadınlarımızı kandıran, bir ingiliz kalleşi için dikkatli olacakmışız? | Open Subtitles | لماذا علينا الحذر حين نتحدث عن شخص إنكليزي وضيع يعيش على حساب نسائنا؟ |
Dr. Knight. Allah dostudur. Diplomat ve gerçek bir İngiliz'dir. | Open Subtitles | الطبيب "نايت" رجل من رجال الرب دبلوماسي ورجل إنكليزي حقيقي |
Tanıştığım hiçbir İngiliz'e de benzemiyor. | Open Subtitles | إنهُ لا يبدو مثل أي رجل إنكليزي إلتقيتُ بهِ أبداً |
Bir İngiliz erkeğinin söylerken zorlanacağı kelimeler. | Open Subtitles | صعبٌ كما هو الحال، على إنكليزي قولُ هذهِ الكلمات |
Hepimiz onun İngiliz, iyi ve gerçek biri olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | لن أوافقك، نحن نعرف أنه إنكليزي طيب وصريح. |
Yeniden bir İngiliz erkeği gibi hissetmen için sıcak bir banyoya ve yemeğe ihtiyacın var gibi. | Open Subtitles | أتخيل أنك بحاجة إلى حمام ساخن وعشاء جيد .لتشعر بأنك رجل إنكليزي .. |
Bir İngiliz'in bakış açısından Jakobit olayını değerlendirmek çok akıllıca. | Open Subtitles | قرار حكيم جداً، لتقدير القضية اليعقوبية من وجهة نظر رجل إنكليزي |
Gittikten bir süre sonra Efendi, İngiliz bir subayla kavga etmiş. | Open Subtitles | بعد وقت قصير من وصوله دخل سيدي في شجار مع ضابط إنكليزي |
İngiliz bir papa istemiyoruz. | Open Subtitles | بجميع الأحوال نحن لا نريد بابا إنكليزي |
Ta ki bir gün önemli bir İngiliz lordunun evine davet edilene dek. | Open Subtitles | في كل مكان ذهب إليه "حتى في يوماً ما دعي إلى "تاون هاوس من ملك إنكليزي عظيم |
Hemşireydim İngiliz diplomatlarının hemşiresiydim. | Open Subtitles | لقد كنت مُمرضة عِند دبلوماسي إنكليزي |
Her İngiliz erkeği ülkesinin şerefini korumalı. | Open Subtitles | "على كل رجل إنكليزي أن يدافع عن شرف بلده." |
Cerrah o bir suikastçi bir İngiliz ajanı. | Open Subtitles | الجراح، إنه قاتل جاسوس إنكليزي ... سوف يقتل القائد. |
Ve sen de onun belgelerini kullanan bir İngiliz'sindir. | Open Subtitles | و أنت مجرد رجل إنكليزي ينتحل شخصيته |
- İngiliz kahvaltı çayı değil, hayır. | Open Subtitles | إنه جميل -إنه ليس إنكليزي للإفطار، إنه ليس كذلك |
Zengin bir İngiliz'e ait çok büyük bir ev var. | Open Subtitles | أنه منزل كبير يملكه رجل إنكليزي غني |
Ben İngilizim ama Güney Afrika İngilizi. Biraz farklı. | Open Subtitles | أنا إنكليزي ولكني من جنوب إفريقيا وهذا مختلف |