Ah, işte doruk noktası. Joyce. Aşçılık hakkında ön röportaj yapacağını sanıyor. | Open Subtitles | العتمة جويس إنها تظن أنها ستقيم مقابلة تجريبية لمسابقة طهي |
Beni aptal sanıyor olmalı, sanki bunun da onu korumaya çalıştığını anlamadım. | Open Subtitles | إنها تظن بأنني غبي . كأنني لا أعرف الأن إنها تغطي عليه أيضاً اللعنه .. |
Sen sadece onun için endişelenirken, ...o sürekli ona karşı çıktığını sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن أنك تحاربينها بينما الحقيقة هي أنك مذعورة فقط |
Bilmediğimi, kimseye işin aslını sormadığımı sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن أنني لا أعرف. كأنني لا أسأل عن تلك الأمور. |
Hayır ama beni seks yaparken havlayan bir deli sanıyor. | Open Subtitles | لا , إنها تظن أن لدي حالة عقلية الذي يعوي عندما يريد ممارسة الجنس |
rüya gördüğünü sanıyor. bir kabus. | Open Subtitles | إنها تظن أنها تحلم إنها تمر بنوبة رهاب ليلي. |
Paranın, nehrin dibinde olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | - لا أعلم - إنها تظن بأن المال في قاع النهر |
Kasten yaptığımı düşünüyor, sanki saatin kaç olduğunu... biliyordum ve finalini sabote etmeye çalıştığımı sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن أنني فعلت ذلك عمداً, كما... لو انني عرفت كم كانت الساعة, كما لو أنني كنت أخرّب اختبارها النهائي. |
Çok çekici olduğunu sanıyor. Ama çekici falan değil. Poposunu gördün mü? | Open Subtitles | إنها تظن أنها مثيرة لكنها ليست كذلك |
CTU'yu nasıl çalışır hale sokacağını bildiğini sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن أنها تعرف طريقة لتشغيل شبكة "الوحدة" |
Onları gönüllü sanıyor olmalı. | Open Subtitles | إنها تظن أنهم يؤدون عملهم طوعاً. |
Kendimi bebek gibi anlatamadığım için konuşmuyorum sanıyor. | Open Subtitles | "أيمى". إنها تظن أن صمتى سببه عجزى عن شرح موقفى كما لو كنت طفلاً, |
Anjana'nın onu takip ettiğini sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن أن انجانا تتبعها فى كل مكان |
18 Temmuzu Temmuzun ortası sanıyor bu. | Open Subtitles | إنها تظن أن يوم 18 يوليو هو منتصف الشهر |
Komşularla esrar tüttürdüğünü sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن تدخن المخدرات مع الجيران. |
Bu durumun tüm sorunlarını çözeceğini sanıyor. | Open Subtitles | . إنها تظن أنه سيحل جميع مشاكلها |
Ormanın korkunç bir yer olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن الغابة مكاناً مخيفاً |
Kızı hala hayatta sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن ابنتها لا تزال حية. |
Senin Shane ile çıktığını sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن بأنكِ ترين شاين |
Bıraktığımı sanıyor. | Open Subtitles | إنها تظن بأني قد أقلعت |