Artık hiç umutları kalmadığında gelebilecekleri tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد , الذي يستطيعوا أن يأتون إليه .لو لم يتبقى لهم أى امل |
Başlamak için tek yer burası. | Open Subtitles | سحقاً، إنه المكان الوحيد الذي لدينا لنبدأ به |
Trenin, cesedi atabilecek kadar yavaşlayacağı tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي سيبطئ فيه القطار لفعل ذلك |
Ona ne kadar muhteşem, ne kadar güzel olduğunu söyleyebildiğim tek yer orası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي يمكنني أن أخبرها كم هي رائعة وجميلة |
Dönemin yarısında beni kabul edecek tek yer orası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي قبل بي في منتصف العام |
Raksha... güvende olacağı tek yer orası. | Open Subtitles | (راكشا)، إنه المكان الوحيد الذي سيكون آمن فيه |
Erkeklerin hayvan gibi davranmadığı tek yer burası. | Open Subtitles | حسناً, إنه المكان الوحيد الذي نجد فيه الرجال ليسوا حيوانات بالكامل |
Bu kadar kısa sürede hakemlerin bulunabildiği tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي وجده المحكمون خلال وقت قصير |
İzlenmediğim tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي لا يراقبوني فيه. |
Seni tutabileceğimiz kadar büyük tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي يتسع لك |
George'un güvende hissettiği tek yer burası. | Open Subtitles | إنه المكان الوحيد الذي يكون به (جورج) آمناً |
Cadaloz, Raffaele'den sonra Marquis'e gider, beni rahat bıraktığı tek yer orası. | Open Subtitles | بعد (رافائيل)، ستذهب هذه العجوز الى (الماركيز)... إنه المكان الوحيد الذي لن تتبعني فيه.. |