Planı yok. Bir anda kafasına esmiş. "Hadi banka soyalım!" | Open Subtitles | إنه لا يملك خطة إنها مجرد نزوة ، سرقة بنك |
Planı yok. Bir anda kafasına esmiş. "Hadi banka soyalım!" | Open Subtitles | إنه لا يملك خطة إنها مجرد نزوة ، سرقة بنك |
Hangi film olduğuna dair en ufak bir fikri yok, Ted. | Open Subtitles | .إنه لا يملك فكرة من أي فيلم أقتبس هذا , تيد |
Onun fazla deneyimi yok. Şirket buna izin vermez. | Open Subtitles | إنه لا يملك خبرة كافية لن تسمح الشركة بذلك |
Gergin birisi. Karısını öldürecek cesaret yok onda. O yapmadı. | Open Subtitles | إنّه يتوتر أثناء اللعب إنه لا يملك الجرأة لقتل زوجته فهو لم يقم بذلك |
Görgü tanığı yok, ama bizim de kanıtımız yok ve ona erişecek başka bir yöntem bulamıyorum. Arsızın teki. | Open Subtitles | إنه لا يملك حجة غياب، ولكننا لا نملك دليلاً ولا يمكنني العثور على شيء أمسكه ضده |
Elinde hiçbir şey yok ama. | Open Subtitles | لن يأبى الإنسحاب. نعم، إنه لا يملك شيئاً |
Elinde hiçbir şey yok ama. | Open Subtitles | لن يأبى الإنسحاب. نعم، إنه لا يملك شيئاً هذا كل ما أقوله. |
İçgüdülerine güven! O sadece eyalet şampiyonu. Zekası yok. | Open Subtitles | ثق بمهاراتك, إنه بطل ولاية فقط, إنه لا يملك أي براعة |
Şehirde başka mülkü yok ve sanat eserlerine bakmayı seviyor. | Open Subtitles | إنه لا يملك أي ممتلكات أخرى . في المدينة ، ويحب أن ينظر إلى فنه |
Onun bağış kartı yok ve daha ailesinden izin almadın. | Open Subtitles | إنه لا يملك بطاقة تبرع وأنت لم تستشر حتى مع العائلة |
- Sanırım duygularını incittin. - Duyguları yok ki onun! | Open Subtitles | ـ أظن إنّك جرحت مشاعره ـ إنه لا يملك مشاعر! |
Mikrofonu yok ama sizi duyabiliyor. | Open Subtitles | إنه لا يملك مذياعاً ولكنه قادر على الاستماع إليك |
Arteri hala sızıntı yapıyor. Üç saati yok. | Open Subtitles | شريانه لا زال يرشح إنه لا يملك ثلاث ساعات |
Bize bir Cadillac almasına izin veremem. O kadar parası yok. | Open Subtitles | لن أدعه يشتري لنا "كاديلاك"، إنه لا يملك هذا الكم من المال |
Aslında test sonucu yok çünkü test olduğunda... | Open Subtitles | حسناً , في الحقيقة إنه لا يملك أي نتائج لإنه لا يظهر عندما... |
Sabıkası yok, park cezası bile. | Open Subtitles | حتى إنه لا يملك أي مخالفة للمرور |
İmkanı yok. Daha güçleri yok. | Open Subtitles | غير ممكن إنه لا يملك أي قوى حتى الآن |
Aa, selam. Tabii ki aradım. Hiçbir yerde en ufak ipucu yok. | Open Subtitles | بالطبع، إنه لا يملك أي إمضاء رقمي |
Ne söylediği hakkında hiçbir fikri yok. | Open Subtitles | إنه لا يملك أي فكره عمّا يردده. |