Taşıması çok kolay ve bir çok iyi eleştiri aldı. | Open Subtitles | إنه من السهل جدا طيها وإعادة فتحها مرة أخرى |
Öyle ya son günlerde size güvenmek çok kolay. | Open Subtitles | بسبب إنه من السهل جداً أن أثق بكم هذه الأيام |
Sizinle konuşmak çok kolay ama hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | ؟ إنه من السهل الحديث معكَ لكنى أظن انه بلا فائده أنا اكرهك |
Normal şartlar altında, suçlu birini savunmak, masum birini savunmaktan daha kolaydır. | Open Subtitles | ـ إنه من السهل الدفاع عن متهم مذنب أكثر من واحد برئ ـ كل الأشياء تتساوى |
Bilesin diye söylüyorum bir polisi ya da politikacıyı, birazcık para ve bolca amcıkla yönlendirmek kolaydır. | Open Subtitles | فقط لعلمك إنه من السهل إغواء شرطي أو سياسي يقليل من المال وكثير من النساء |
İyi haber; bunu geri ödemeniz çok kolay. | Open Subtitles | الخبر السار , إنه من السهل عليكم أن ترجعوا لي المال |
İlaveten, ideolojik bir film yapmak çok kolay. | Open Subtitles | كذلك,إنه من السهل عمل فيلم أيديولوجي |
Tüm bunları bulmak çok kolay. | Open Subtitles | إنه من السهل إيجاد هذه الأشياء |
Çıkmak çok kolay. | Open Subtitles | إنه من السهل جداً الخروج من هُنا. |
Burada kaybolmak çok kolay. | Open Subtitles | إنه من السهل الضياع هنا. |
Bunu polise göstermek benim için çok kolay, Nick. | Open Subtitles | إنه من السهل عليّ عرض .(هذا على الشرطة، يا (نيك |
Nefreti karıştırmak çok kolay, | Open Subtitles | إنه من السهل إثارة الكراهية |
İnsanların sana bakışını gözardı etmek kolaydır demiyorum. | Open Subtitles | لا أقول إنه من السهل تجاهل الطريقة التي ينظر بها الناس إليكِ |
Kâğıt üstünde ölüme kahramanlık yapmak kolaydır. | Open Subtitles | إنه من السهل أن تكون شهم حول الموت من الناحية النظرية |
Bazı şeyleri farklı yapmak istediğinizi söylemek kolaydır. | Open Subtitles | فكما تعلم، إنه ... إنه من السهل القول إنك كنتً ستفعل الأمور بشكل مختلف، أنت تعرف ذلك. |