Yağmur yağıyor, Efendi Cüce ve yağmur bitene kadar yağmaya devam edecek. | Open Subtitles | ...إنّها تمطر يا سيّدي القزم وستستمر في ذلك إلى أن يتوقّف المطر |
Mesela; İngilizce konuşuyorsam, dil bilgisi yönünden farklı konuşmalıyım. Geçmişteki yağmurdan bahsederken "Dün yağmur yağdı", halihazırdaki yağmurdan bahsederken "Şimdi Yağmur yağıyor", gelecekteki yağmur içinse "Yarın yağmur yağacak" derim. | TED | مثلا، إن كنت أتحدّث الانجليزية، أضطرّ للحديث بطرق مختلفة نحويّا إن كنت أتحدّث في الماضي، أقول:"اقد أمطرت البارحة"، الآن، "إنّها تمطر"، و في المستقبل، "سوف تمطر غدا". |
Evet, Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | أجل. إنّها تمطر. |
Gerçi, şu an, yani Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | بالرغم الآن، أقصد... إنّها تمطر |
- Dışarıda Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | -أعني، إنّها تمطر بغزارة بالخارج . |
Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | إنّها تمطر. |
Yağmur yağıyor. | Open Subtitles | إنّها تمطر |
Yağmur yağıyor! | Open Subtitles | إنّها تمطر! |
Yağmur yağıyor! | Open Subtitles | إنّها تمطر! |