Benim için son kez şansını denemek istiyorsa bu gece yapmak zorunda. | Open Subtitles | إن أراد أن يوجّه إليّ ضربةً أخيرة، فعليه أن يفعل ذلك الليلة |
Burada oturamaz. Yani içmek istiyorsa, mutfağa gitmek zorunda. | Open Subtitles | لا يمكنه الجلوس هنا عليه الذهاب إلى المطبخ إن أراد الشرب |
Oğlanı geri istiyorsa, 8 kilometrelik yolun... kavşağına yüz bin dolar getirsin. | Open Subtitles | أخبره إن أراد استعادته أنيحضرمائةألف ... عند التقاطع في طريق الميل الخامس. |
Onları gördüğünde, sana eğer isterse tüm dünyaya sahip olacabileceğini söylerler.. | Open Subtitles | لديه عينين يمكنه بهما أن يُرجع الموتى للحياة إن رأيتهم, ستفهم أنه بإمكانه أن يسيطر على العالم بأكمله إن أراد |
İsterse bir şeyler öğrenebilir, ben de bunu sağlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | بإمكانه أن يعرف إن أراد ذلك وأنا أحاول أن أستثيره لفعل ذلك |
Eminim istese tek başına bir nükleer santral kurabilir. | Open Subtitles | أراهن أنه يستطيع بناء مصنع طاقة نووية إن أراد |
Başka gelmek isteyen olursa, 10 dakika sonra şu ağacın altında buluşalım. | Open Subtitles | إن أراد غيرها المجئ فليقابلنا عند الشجر بعد عشر دقائق |
Eğer bunu başkasına danışmak istiyorsa, bu çuvalladı demektir. | Open Subtitles | إن أراد استشارة طبيب آخر فهذا يعني أنه متورط |
Eğer müşteri kontratı uzatmak istiyorsa benimle temasa geçmesi gerektiğini biliyor. | Open Subtitles | هي تعرف بأن عليها ان تراجعني إن أراد العملاء أن يمددوا العقد |
Yatağını ıslatan 4 yaşında bir bebek olarak kalmak istiyorsa öyle. | Open Subtitles | فقط إن أراد أن يظل كفتى بالرابعة يبلل فراشه |
Ben gittikten sonra, kelepçeleri çıkarın, istiyorsa yiyecek bir şeyler verin. | Open Subtitles | اسمع، بعدما أذهب، أريدك أن , تنزع الأصفاد من يده أعطه شيئاً ليأكله إن أراد مهما يكن |
Oynamak istiyorsa, yapar. | Open Subtitles | ولكنني لست متأكدة إن كان سيستغلّ تلك الفرصة سيفعل إن أراد أن يلعب |
Söyle ona, seni yarın nereden alacağını öğrenmek istiyorsa, ağabeyimi arasın. | Open Subtitles | أخبره بأن يهاتف أخي إن أراد أن يعرف من أين يقلّك يوم غد |
Eğer birisi özel bir antika masa veya sandalye veya porselen isterse ona mektup yazıyorlar ve teyzem, onlar için buluyor. | Open Subtitles | إن أراد أحد طاولة أو كرسي من حقبة معينة أو قطعة معينة من الخزف، يقوم بالكتابة لها وهي تؤمنها لهم |
Eğer birisi göz alıcı bir şeyler görmek isterse tadını çıkarmalarını söyleyeceğiz. | Open Subtitles | إن أراد شخص ما الاستمتاع بمظهر بديع، نسمح له بالاستمتاع بالعرض. |
Çalıntı bir mal rehine verildi mi diye biri öğrenmek isterse, kartoteği var mı bakarız. | Open Subtitles | إن أراد أحد التحري عن غرض مسروق تم رهنه نبحث عن بطاقة تصنيف لدينا |
Eğer birisi kutlama için evime uğramak isterse kocam "sangria" yaptı. | Open Subtitles | إن أراد أحدكم العروج إلى شقتي للاحتفال، زوجي قد أعد شراب السانجريا |
Peki, eğer dönerse, ona... onu aradığımı ve ne zaman isterse... eve gelebileceğini söyler misiniz? | Open Subtitles | حسنا ، إن عاد أخبريه بأني أنتظِرُه في المنزل وأن بإمكانه العودة للمنزل إن أراد ؟ |
Mesela bir ajan, ısıya duyarlı bir gözlük veya teknolojik bir paraşüt isterse ilk aranan adam ben olurdum. | Open Subtitles | اقصد , إن أراد وكيل العمليات منع رؤية الإشعاع الحراري سأكون الشخص الذي يتصلون عليه |
Tanrı biliyor ya, Don istese bahçesine onun için bir ev yaptırabilir. | Open Subtitles | الإله يعلم بأن دون بوسعه تحمل تكاليف بناء منزل له في فناءه الخلفي إن أراد |
Tuvaleti kullanmak isteyen olursa ön taraftakine girmesini söyleyin. | Open Subtitles | إن أراد أحدهم استخدام المرحاض فدعوهم يستخدمون الذي بالمقدّمة |
Beni isteseydi zaten indirirdi. Benimle işi yok sanırım. | Open Subtitles | يمكنني النيل منّي إن أراد ذلك لكن لا أظنّه يريد ذلك |
Yarın canlı olacak biri için çalışmak isteyip istemediğini sordum. | Open Subtitles | سألته إن أراد العمل مع شخص سيكون حيًا في الغد هذا كلُّ ما تطلبه الأمر؟ |