Ne yazık ki oğlunun kaderi Bu. Yaşamak ya da ölmek. | Open Subtitles | إن هؤلاء هم إخوانهم الذين شاهدهم أبناء جلدتك القوط أحياءً وأمواتًا |
Öyle değil mi? Bu çocuk, 4 basamaksal büyüklükle yanılıyordu, ama Bu çocukların zeki olduğuna dair hiç şüphe yoktu. | TED | هذا الطفل كان خاطئا بأربع مستويات تقديرية, ولكن لم يكن هناك مجال للشك, إن هؤلاء الأطفال أذكياء. |
Sahiden de Bu insanların ölü akrabalarıyla yaşadıklarını mı söylüyor? | TED | هل هي حقا تقول إن هؤلاء الناس يعيشون مع جثث أقاربهم الأموات؟ |
Bu bekleme odaları gerçekten tam bir etkileşim, tavsiye ve destek yuvası. | TED | إن هؤلاء ممن في غرف الانتظار هم حقًا خلية من التفاعل والمشورة والدعم. |
Diyorum ki, Bu çocuklar küheylanlarında pek gürleyemiyorlar, değil mi? | Open Subtitles | إن هؤلاء الرفاق لا يشعرون بشيءٍ داخل مركباتهم الطائرة, أليس كذلك؟ |
Gerçek ise Bu insanların kendi ülkelerinden... buraya sürüldüklerinde, içlerindeki öfkeyi yansıttıkları... | Open Subtitles | .. في الحقيقة ، إن هؤلاء الناس عشوا المخازن .. في كونهم جاليتاهم الخاصة .. كل ذلك يعكس |
Bu tür bir çoklu doğumun insanlardan çok sıçanlar göre olduğunu söyleyen insanlara nasıl yanıt vereceksiniz? | Open Subtitles | ما ردك على من يقولون إن هؤلاء المواليدالمتعددين.. من سمات حيوان الأبوسوم وليس الإنسان؟ |
Bu insanların hepsi aynıdır, diyorum sana. | Open Subtitles | أنا أقول لك إن هؤلاء الأشخاص كاذبون كلهم |
Ben böyle şeyleri severim işte çünkü havaya atmak hoşuma gider. Bu adamlar şiirden anlamaz. Kültürlü değiller. | Open Subtitles | إن هؤلاء الشباب لا يعرفون أي شيء عن الشعر و كيف يجب أن يكون |
Yine de, Bu askerlerin yüksek potansiyeli var. | Open Subtitles | إلا إن هؤلاء الجنود يمتلكون امكانيات عظيمة |
Bu kızlar zayıf, acımasız kayak makineleri! | Open Subtitles | إن هؤلاء الفتيات آلات تزلج رشيقة ولئيمة. |
Bu alt kültür, toplumun her kavramını alır ve onu tersine döndürür. | Open Subtitles | إن هؤلاء الجماعة يأخذون كل فكرة من المجتمع و يقلبونها رأساً على عقب |
Bu adamların niyetinin zarar vermek olduğunu söyleyecek misin? | Open Subtitles | تريد أن تخبرني إن هؤلاء الرجال يريدون التسبب لنا بالأذى |
Bana Bu kanunsuz maske takan şiddet severlerin çocuklarımızı koruyacağını söylemeyin. | Open Subtitles | لا تقولوا لي إن هؤلاء المقتصّين المقنعين ومحبي الفوضى هم يحمون أطفالي |
Bak, Bu sözde dürüst insanlar, yalancılardan daha iyi bireyler değiller. Neden? | Open Subtitles | إسمعي إن هؤلاء الناس المدعوين بالصادقين ليسوا أفضل حالاً من الكذابين |
Bu yüzden biz de gerçekten aşırı vücut kılına sahip olan insanlar gerçeğinden başladık. | Open Subtitles | لذا فنحن نبدأ بهذه الحقائق وهي إن هؤلاء الناس فعلاً لديهم كمية شعرٍ جسماني غير طبيعية |
Bu pisliklerin patlayıcı taşıdığını söylemiştim sana. | Open Subtitles | قلت لك إن هؤلاء الأوغاد ينقلون متفجرات. |
Bilgiç bir şekilde bana baktı ve "Elyn, anlamıyorsun: Bu insanlar psikotik. | TED | نظر إلي بعلم و قال "ايلن، انت لا تفهمين: إن هؤلاء الناس يعانون من اضطرابات ذهنية |
Bu adamlar tımarhanelik! | Open Subtitles | إن هؤلاء الناس ينتمون لمصحة عقلية. |
Bu insanlar çok meşguller. | Open Subtitles | إن هؤلاء الناس مشغولين جداً الآن |