Skippy araştırma Şirketi'nde çalışıyor ve köpeğinin adı da Izon mu? | Open Subtitles | كانت تعمل لدي معمل ابحاث سكيبي و اسم كلبها هو آيزون؟ |
Tütün araştırma merkezimize, ...bu söylentileri durdurmaları için ödemeyi bile yaptık. | Open Subtitles | لقد عثرنا على مركز ابحاث مخصص لمتابعة التبغ لمحو هذه الاشاعات |
Az önce piyasa araştırma şirketi işleten bir arkadaşımla konuştum. | Open Subtitles | حسناً , للتو تحدثت مع صديق يدير شركه ابحاث تسويقيه |
Listeye öldürücü sporlara erişimi olanları, üniversitelerde biyolojik silah araştırması yapanları, ve mikrop koleksiyonu olan laboratuar çalışanlarını da ekle. | Open Subtitles | و اضيفي للائحتك اي احد لديه حق دخول للابواغ الجاهزة الجامعات الباحثون الذين يعملون في ابحاث الاسلحة البيولوجية |
Amerika Kanser araştırmaları Birliğinde ayağa kalktım, ki bu en büyük kanser araştırma toplantılarından biridir, 20.000 kişi vardı ayağa kalktım ve hata yaptığımızı söyledim. | TED | وقفت في الرابطة الأمريكية لأبحاث السرطان في أحد أكبر اجتماعات ابحاث السرطان مع 20 ألف شخص و قلت لقد ارتكبنا خطأً |
Tucker'ın araştırmasını anlayabilmemiz için buradaki bilgileri düzene koy. | Open Subtitles | ,عملك هو تنظيم جميع البيانات هنا و تفهم بشكل تام ابحاث تكر |
Fakat ben kendim su altı teknesi adını verdiğim bir tekneyi tasarlarken bu konuda bir araştırma yaptım. | Open Subtitles | ولقد قمت بعدة ابحاث حول هذا الموضوع وصممت سفينة تحتمائية |
Ama burada araştırma yapamıyoruz, değil mi profesör? | Open Subtitles | حسنا لن نقوم باى ابحاث هنا، اليس كذلك بروفيسور |
Adım Andrea Stewart. L.A.'daki Koma araştırma Merkezi'nden arıyorum. | Open Subtitles | انا اندريا ستيوارت, من مركز ابحاث حالات الغيبوبه |
Izon araştırma Şirketi'nde çalışmış olmanız... ve köpeğinizin adının da Skippy olması, mümkün mü? | Open Subtitles | هل من الممكن انك كنت تعملين لدي معمل ابحاث آيزون؟ و اسم كلبك هو سكيبي؟ |
Yine de, Gıda ve İlaç İdaresi, şaşırtıcı bir biçimde araştırma yapılmadan bu tür bir etin satılmasına izin vermekle kalmıyor bu etin etiketlenmesini de zorunlu kılmıyor. | Open Subtitles | ولكنني لاصدق ان منظمة الغذاء والدواء انها لاتريد السماح ببيع لحوم الحيوانات المستنسخة فقط وبدون اي ابحاث |
Doku mühendisliği alanındaki buluşlar burada Staten Island Tıbbi araştırma Tesisi'nde gerçekleştiriliyor. | Open Subtitles | والانجازات في مجال اعادة نمو الانسجة "تتم في معمل ابحاث "ستاتن ايلاند |
Biraz da, Staten Island araştırma Merkezi'nin en son projesi olan embriyonik gen değişiminden bahsedelim. | Open Subtitles | لنتحدث عن احدث مشروعات معمل ابحاث ستاتن ايلاند تعديل الخلايا الجنينية |
Rush, onların gemiyi uzun süre incelemek için buraya bırakılan bir araştırma ekibi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | رش يعتقد انهم فريق ابحاث تم نقلهم هنا ليقوموا بعمل دراسه مطوله عن السفينه |
Annem ormandaki bir araştırma istasyonunda çalıştı. | Open Subtitles | امي كانت تعمل في محطة ابحاث في تلك الادغال |
Eğer o da aynı ceketi giyiyorsa Anomali araştırma Merkezi'nde çalışıyor demektir. | Open Subtitles | حسنا، إذا كان يرتدي سترة أنه نفسه، لابد من انه عمل في مركز ابحاث الهالات |
Caroline von Behring kök hücre araştırması tartışmasının hırslı savunucularındandı. | Open Subtitles | كارولين فون بيرج كانت من المناصرين الأقوياء للجدل المثار بشان ابحاث الخلايا الجزعية |
Isaacson'ın araştırması, yemek yemek ve barınmaktan sonra en temel ihtiyaçlarımızdan birinin dinlenilmek olduğunu göstermişti. | Open Subtitles | ابحاث (إيزاسون) قادته إلي إستنتاج أن واحداً من أهمّ إحتياجاتنا الأساسية بعد الطعام والمأوي هو أن تستطيع السمع |
Editörlük araştırmaları bölümü. Telefonu Henry Luce açarsa, kapatın. | Open Subtitles | قسم ابحاث التحرير إذا رد عليك هنري لوس أغلق الخط |
Hayat Diken Simyacı'nın araştırmaları ordunun en gizli bilgilerinden biridir. | Open Subtitles | ابحاث الكيميائي خياط الحياة هي احد الاشياء عالية السرية في الجيش |
Babanın araştırmasını ödeyen adam. | Open Subtitles | إنه الرجل الذي يمول ابحاث أبيك |
Rebekka'nın araştırmasını çaldığını biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، انا اعرف انك تسرق ابحاث ريبيكا |