Küçük oğlun şeytana kıçın siktirdi, şimdi hepimiz yanacağız, seni lanet orospu! | Open Subtitles | ابنكِ العزيز نالَ منهُ الشيطان و سنحترقُ جميعنا الآن أيتها العاهرة اللعينة |
oğlun yüzünden dönmek istemediğini biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم بأنّكِ لا تريدين العودة بسبب ابنكِ. |
Yüksek sesler, parlak ışıklar Oğlunuz gibi insanlar için daha çok sorun olabilir. | Open Subtitles | الضوضاء الصاخبة، الأضواء الساطعة يمكن أن تكون صعبة بشكل إستثنائي لشخص مثل ابنكِ. |
Oğlunun kalbine karşılık olduğunu söyle. Anlaşmamız buydu, hatırladın mı? | Open Subtitles | قولي أن ابنكِ قد غيّر رأيه هذا كان اتفاقنا، أتذكرين؟ |
Bebe ne yapıyorsun? kendi oğlunu tanıyamadın mı? | Open Subtitles | ماذا تفعلين يا بيبي ألا تعرفين ابنكِ الوحيد ؟ |
Tamam, Oğlunuzun bu tür semptomları göstermesi için yüzlerce sebep olabilir. | Open Subtitles | حسناً , هناك العديد من الأسباب تسبب تلك الأعراض على ابنكِ |
Peki, eve gelip Clifton'ı ve oğlunuzu bulduğunuzda, ...ikisinden biri, onları kimin vurduğu hakkında herhangi birşey söyledi mi? | Open Subtitles | لذا عندعودتكِ الى الوطن و انتِ تبحثين عن ابنكِ كليفتون أي شخص منهم قالَ أي شيء عن الذيناطلقوا النيران؟ |
- Ve oğlun olduğunu söylemekten gurur duyacağın bir salaktı. | Open Subtitles | -والآن، هذا كان محرج .. -يمكنكِ أن تفتخري بأنه ابنكِ |
Senin oğlun gururlu, dürüst bir çocuk. Kalbi tertemiz. | Open Subtitles | ابنكِ هو فتىً مستقيم و يُفتخر به و لديه قلب نقي |
Bize yardım etmenin tek sebebinin oğlun olduğunun farkındayız. | Open Subtitles | نحن مدركون تماماً أن السبب الوحيد الذي يدفعكِ لمساعدتنا هو ابنكِ |
Buna rağmen, görünüşe göre oğlun pasif olarak metamfetamine maruz kalmış. | Open Subtitles | بالرغم من أن ابنكِ كان يهضم ميثاميفتامين |
Yüksek sesler, parlak ışıklar Oğlunuz gibi insanlar için daha çok sorun olabilir. | Open Subtitles | الضوضاء الصاخبة، الأضواء الساطعة يمكن أن تكون صعبة بشكل إستثنائي لشخص مثل ابنكِ. |
- Şimdi Oğlunuz hakkında sormak istediğim bazı sorular var. | Open Subtitles | الآن، لديّ بعض الأسئلة أودّ أن أطرحهم عليك بشأن ابنكِ |
Şey, böylesine iri yarı bir genç adamın... sizin Oğlunuz olduğuna inanmak zor. | Open Subtitles | حسنٌ، من الصعب التصديق أنّ هذا الشاب اليافع، هو ابنكِ |
23 yıl önce olması gerektiği gibi Oğlunun ölümünü seyredeceksin. | Open Subtitles | أنتِ، ستشاهدين ابنكِ يموت كما كان يجب قبل 23 سنة |
Bana Oğlunun ne anlattığını söyle. Devam et. Ne anlattığını söyle. | Open Subtitles | قولي لي مالّذي يقوله ابنكِ تفضّلي قولي مالذي قاله |
Eğer seni göndermeme izin verirsen, söz veriyorum, oğlunu bulacağım. | Open Subtitles | , لو سمحتِ لي بأخذكِ إلى الفرز أعدكِ أنني سأجد لكِ ابنكِ |
Birisi senden oğlunu aldı, değil mi? | Open Subtitles | لقد قام أحدهم بخطف ابنكِ منكِ , أليس كذلك ؟ |
Ama biz de sizin kadar Oğlunuzun katilini bulmak istiyoruz. | Open Subtitles | لكننا نريد العثور على قاتل ابنكِ بقدر ما تريدن انتِ |
Arkadaşım oğlunuzu korkuttuysa özür dilerim. | Open Subtitles | أنا آسف اذا كان صديقى أخاف ابنكِ كان هذا تصرف غير سليم تماماً |
Ama bir gün buradan çıkacak ve... - ...küçük oğlunla oynayabileceksin. | Open Subtitles | لكن تذكري أنه في يومٍ ما يتغادرينه وستلعبي مع ابنكِ |
Ben burada senin gözüne uyku girmeyen oğluna bakıcılık yaptım. | Open Subtitles | وأنا أجلس هنا أجالس ابنكِ المُصاب بالأرق؟ |
Neden küçük oğlunuzla birlikte bi uğramıyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً, لماذا لا تمرين علىّ وتحضرى ابنكِ الصغير معكِ؟ |
Bu çubuk mavi olursa çocuğun babasını bulduk demektir. | Open Subtitles | إذا تغير لونه للأزرق، سيداتي، لدينا والد ابنكِ |
Oğlunuza karşı önemli mesuliyetleriniz var. | Open Subtitles | لديكِ مسؤولية عظيمة تجاه ابنكِ. |
Doğru olduğunu düşündüğün bir şeyi yapmak için kendi hayatını riske atmayı ve oğlundan ayrılmayı göze aldın. | Open Subtitles | لقد كنتِ على إستعداد لترك ابنكِ خلفكِ والمخاطرة بحياتكِ، لأجل ما ترين أنّه الخير الأعظم |
Hayır, anne, ben senin oğlunum. Kendi hayatım var. | Open Subtitles | لا يا أمي , أنا ابنكِ لديّ حياتي الخاصة |
Kaçıranlar çocuğunuzun yaşadığını bilmenizi istiyorlar demek ki sizden bir şeyler isteyecekler. | Open Subtitles | وقد أرسله الخاطفون ليثبتوا أنّ ابنكِ ما زال على قيد الحياة وأنكِ ستفعلين بالضبط ما يطلبون |