"اتخاذ القرار" - Traduction Arabe en Turc

    • karar verme
        
    • karar vermek
        
    • Bir karar
        
    • Bu karar
        
    • Kararımı
        
    • karar alma
        
    • kararı ver
        
    Oyun oynadıkça, daha iyi karar verme yetisine sahip oluyoruz. TED نطور قدرات أفضل على اتخاذ القرار إذا لعبنا أكثر.
    karar verme aşamasından tam teşekküllü plan yapmaya hızlı bir geçiş yapmıştım. TED انتقلت من مرحلة اتخاذ القرار إلى التخطيط الكامل بسرعة كبيرة.
    İsteseniz de istemeseniz de radikal şeffaflık ve algoritmik karar verme hızla geliyor ve hayatınızı değiştirecek. TED شئتم أم أبيتم، الشفافية المطلقة وخوارزميات اتخاذ القرار ستتغلغل سريعا في حياتكم، وستغير حياتكم.
    Bir buzdolabı sahibi olmak neyin soğuk olacağına neyin olmayacağına karar vermek. Open Subtitles إمتلاك ثلّاجة. ان تكوني قادرة على اتخاذ القرار, ما الذي يصبحُ بارداً و ما الذي لا.
    Yalnızca gitmek için tek Bir karar vererek ailesi kızlarının kitaplara erişebileceğini garanti etti. TED بمجرد اتخاذ القرار بالرحيل، ضمن والداها أن ابنتهم ستتمكن من الحصول على الكتب.
    Aslında bu karar verme sürecimizin büyük bir kısmını oluşturuyor. TED تلعب دورا هاما جدا في ايصال الفكرة .. او اتخاذ القرار
    Böylece ben de Kararımı veririm ve o noktada neyin ne olduğunu görürüz. Open Subtitles بهذا الشكل سأتمكن من اتخاذ القرار و و سنرى حينها أين نحن عند هذه النقطة.
    Ve bunun sebebi, hem kamu sektöründe hem özel sektörde, karar alma yetkisine sahip kişilerin çoğunun, gerçekten tehlikede olmadıklarını hissetmesidir. TED وذلك بسبب أن أغلب الأشخاص الذين لديهم سلطات اتخاذ القرار في كلٍ من القطاعين العام والخاص لا يشعرون بأنهم في خطر
    Guruji, iyice düşün ve doğru kararı ver. Open Subtitles سيد جورو فكر بعنايه و ...احرص على اتخاذ القرار الصحيح.
    Herşey yoluna girerken karar verme vaktimin geldiğini anladım hayatımı sonsuza dek değiştirecek Bir karar. Open Subtitles مع كل ما يجري، قررت اتخاذ القرار الذي سيغير حياتي للأبد
    Bu bizim için ilginç, çünkü bilinç ve bilinçaltı karar verme işlemi gösteriyor ki yanınıza aldığınız ve sonunda kullandığınız herşeyin, bir çeşit ruhsal, duygusal veya fonksiyonel bir değeri var. TED هذا أمر مهم بالنسبة لنا، لأن عملية اتخاذ القرار الواعي واللاواعي تعني بالضرورة أن الأشياء التي تأخذها تستخدمها بالفعل، لها قيمة روحية، عاطفية أو وظيفية بالنسبة لك.
    Güç kullanma sanatının bir kısmı da uyanık olmak ve ses çıkarmaktır. Ama aynı zamanda uygun bir şekilde karar verme ve uygulamaları yapabileceğiniz bir alanınız olması anlamına da gelir. TED الآن، كجزء من فن ممارسة السلطة يعني أن نكون مستيقظين وذوي رأي، ولكن أيضا أن يكون لدينا مجال حيث يمكننا أن نمارس اتخاذ القرار بشكل معقول.
    Yeni Zelanda'da bir grup genç katılımcı karar verme üzerine Loomio adında bir platform kuruyorlar. TED فى نيوزيلاند، مجموعة من الشباب طوروا منصة تدعى Loomio من أجل عمليات اتخاذ القرار القائمة على المشاركة على نطاق واسع.
    Şimdi, bunun 2011'debir örneğini gördük; bir Amerikan RQ-170 gözcü uçağı GPS'in yanıltıcı hamlesi yüzünden İran üzerindeyken biraz bocalamıştı. Fakat herhangi bir uzaktan kumandalı hava uçağı bu tür ataklara duyarlıdır. Bu, insansız hava uçaklarının daha fazla karar verme sorumluluğunu üstlenmek zorunda olduğu anlamına gelir. TED رأينا مثال على هذا في 2011 الطائرة بدون طيار آر كيو 170 الامريكية أصابها تشويش بنظام تحديد المواقع فوق ايران بسبب هجوم تعرضت له إن أي طائرة بدون طيار هي عرضه لهذا النوع من الهجوم، وهذا يعني أن الطائرات بدون طيار سيكون عليها تحمل المزيد من عبء اتخاذ القرار.
    Ve yıllar içinde verilerle karar verme konusunda başarılı olmak veya olmamak arasında niyet ettiğimizde paylaşmaya değer bir kural veya kalıp farkettim. Bu kalıp ise şöyle bir şey: TED وعبر السنين لاحظت وجود شكل من أشكال النمطية أو وجود نوع من القواعد، إذا رغبتم، بخصوص الفرق بين اتخاذ القرار الناجع عبر استخدام البيانات وبين اتخاذ القرار المخفق، وقد وجدت أن هذا النمط من الأمور الجديرة بالمشاركة، ويعمل كما سأبيّن لاحقاً.
    Sonra bana neden hiç kimsenin bu işlemi kabul etmeyeceğini anlattı kesinlikle kendi değil, tıbbı ataerkillik denen kavram yüzündenmiş ve bu, benim yetkin uzmanım olarak ona, benim adıma karar verme yetkisi veriyormuş, TED وسألني بعد ذلك لم لا أحد وافق على هذه العملية، بالطبع ليس هو، بل بسبب مفهوم يطلق عليه الأبوية الطبية، مايسمح له كمقدم صحي مطّلع اتخاذ القرار عنّي ...
    Ve şirket başkanı olarak bilgilendirilmiş karar vermek için itibari görevin var. Open Subtitles وكرئيسةللشركة, يحق لكِ اتخاذ القرار الأخير
    Birbirimizden başka kimsemiz yok ve ben yanlış karar vermek istemiyorum. Open Subtitles لكن الألم لن يتوقف البتة. أصبحنا أنا وهي فقط الآن، ولا أريد اتخاذ القرار الخطأ.
    Ancak sıfır ile toplam arasında Bir karar vermemiz gerekiyor. TED و لكن علينا اتخاذ القرار بين الصفر و المجموع.
    Bu karar ona sorulmadan verilemez. Open Subtitles و لا يُمكنُ اتخاذ القرار من دون استشارتها
    Kararımı verdim. Open Subtitles تم اتخاذ القرار
    Savunma Bakanlığı'nın bağlantısı rolünde bulunarak... bugünkü karar alma süreçlerinde yer aldınız. Open Subtitles بصفتكِ وسيطة لوزارة الدفاع هنا فقد شاركتِ في اتخاذ القرار هنا اليوم
    Doğru kararı ver. Open Subtitles اتخاذ القرار الصحيح.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus