Solunum borusunu çıkarma zamanı geldi. Kendi kendime nefes alabilirim. | Open Subtitles | لقد حان وقت ازالة التنفس الصناعى عنى دعنى اتنفس بمفردى |
İlk olarak nefes almamı istedi. nefes almak. | Open Subtitles | لقد طلب مني في البداية أن اتنفس قبل اي شئ |
Birden kalbimde bir ürperti hissettim, ve nefes alamadım. | Open Subtitles | فجأة وجدت شيئاً يعصر قلبي انا لا اتنفس انا لا اقدر علي التنفس |
Ne zaman nefes alıp alamayacağıma... onun karar vermesine izin verdim. | Open Subtitles | اصبح هو الذى يقرر متى اتنفس و متى لا اتنفس |
Tek yaptığı beni saatlerce yoğunlaşmak ya da nefes almak için yalnız bırakmak. | Open Subtitles | كل ما يفعله هو تركي لساعات عديدة اركز او اتنفس |
nefes alamıyordum ama kaçmadım da! | Open Subtitles | لم استطع ان اتنفس ولكن لا اريده ان يتوقف |
Onu nefes alabilmem için açmışlar. On gün komada kalmışım. | Open Subtitles | شقوا هنا حتى استطيع ان اتنفس كنت في غيبوبة عشرة ايام |
#nefes aldığım sürece Üzgün kaldığım sürede# | Open Subtitles | متأكد من انني اتنفس و متأكد من انني تعيس |
Hayır, tatlım. Seni canımdan çok seviyorum ama o kamyonun yanında nefes bile almam. | Open Subtitles | احبك اكثر من الحياة لكنني لن اتنفس بالقرب من تلك الشاحنة. |
Sırtı kötü durumda olan bir kocam var şu an Uçan Top denen bir oyunu oynuyor bu yüzden tekrar nefes alabildiğimde bana haber verirsin. | Open Subtitles | انت تعام , انا لدى زوج مع ظهر متضرر ويلعب لعبة تدعى سلام بول لذا هل يمكنك اخبارى عندما يمكننى ان اتنفس مرة اخرى |
Hayır, bekle. 16 beden boyunlu bir şey giyemem. Tamam, nefes almam gerekiyor. | Open Subtitles | لا ، انتظر ، لا يمكنني ان ارتدي شيئا بمقاس 16 في الرقبة مفهوم ، احتاج ان اتنفس |
Sizin parçalarınızı soluyacağım diye nefes almaya bile korkuyorum. | Open Subtitles | انا اخشى ان اتنفس لإنني ربما استنشق جزء منكما |
Yani gücümü hâlâ kullanamıyorum ama nefes aldığıma memnunum. | Open Subtitles | اعني ، انني لا زلت اشعر بالروعه و مسرور جدا لانني ما زلت اتنفس |
Gerildim ve bir taşı atabildiğim kadar uzağa fırlattım sonra birden kendimi gölün içinde buldum, nefes alamıyordum. | Open Subtitles | وصلتُ هناكَ ورميتُ واحدةً بأقصى مايمكنني وعندها فجأة ، كنتُ تحت الماء ولم اكن اتنفس |
nefes alıp verdiğim sürece, seni bulur ve haşlarım. | Open Subtitles | قام بخيانتي على طول انا اتنفس من رئتاي سوف اجدهم واسحقهم |
Sanki nefesim seninle dolu gibi, tekrar nefes alabiliyorum. | Open Subtitles | بانفاسك انفاسى تمتزج عندما ثانيه اتنفس ان يمكننى |
İletişim yeteneklerimi kullanmamı, incindiğimi ifade etmemi derin nefes almamı ve çekip gitmemi söylerdin. | Open Subtitles | لقلت لي ان استخدم مهاراتي التواصلية اعبر عن ألمي اتنفس بعمق , و اذهب مبتعدة |
Bunu çözmeye çalışıyorum. Burnumdan nefes almalıyım galiba. | Open Subtitles | انا احاول فعل هذا بالرغم اني فقط اتنفس عن طريق انفي |
Yakınındayken burnumdan da nefes alabiliyorum. - Sana bir şey sorabilir miyim? | Open Subtitles | ويمكنني ان اتنفس من خلال أنفي وانا بجانبك. هل استطيع سؤلك عن شئ ما؟ |
2,5 milyar yıl önce oluşmuş oksijeni soluyorum. | Open Subtitles | أنا اتنفس الأكسجين الذي تم صنعه منذ اثنان ونصف بليون سنة. |
Onlar dışarıda sigara içip, tüm kararları alacaklar bense ofisimde aptal, temiz havamı soluyacağım. | Open Subtitles | سيدخنون ويتخذون القرار وسأكون في مكتبي اتنفس الهواء النقي الغبي |