"اجبار" - Traduction Arabe en Turc

    • zorla
        
    • zorlayamazsın
        
    • zorlayamam
        
    • zorlayamazsınız
        
    İnsanları canlı soyup, zorla annelerine çocuklarını yedirttiğin için. Open Subtitles سلخ الافراد وهم احياء اجبار الامهات علي التهام اطفالهم
    Ayrıca, zorla manyak 31 hikâyesi yaratamazsın. Open Subtitles زائد لا يمكنك اجبار مجنون رعشة قبالة قصة.
    İnsanların gördüklerini kontrol ediyorlar. Onlara zorla benimsetiyorlar. Open Subtitles يمكنهم التحكم فيما يراه الناس يمكنهم اجبار الناس لمحتوى معين
    Debbie, insanları isteklerini karşılamayan bir yerde yaşamaya zorlayamazsın. Open Subtitles ديبي, لا يمكنك اجبار احدهم حتى يعيشوا في مكان ما ضد رغبتهم
    Birini seni sevmesi için zorlayamazsın. Open Subtitles لا تستطيعين اجبار شخص ما علي ان يعجب بك ؟
    Sadece insanları istemedikleri bir şeyi almaya zorlayamam, hepsi bu. Open Subtitles لكني لا استطيع اجبار النس على شراء اشياء لا يرغبون بها
    Yüreğinizin derinliklerinden bile ağlasanız... gözyaşlarınızın akmasını zorlayamazsınız. Open Subtitles حتى لو تمكنت من البكاء من أعماق قلبك لا يمكنك اجبار الدموع على الخروج
    İzleyeceğiniz film, İkinci Dünya Savaşı'nda 61.000 müttefik askerine, zorla Tayland-Burma demiryolunun yaptırılması sırasında geçen gerçek olayları anlatmaktadır. Open Subtitles الفيلم مبني علي احداث واقعية حدثت في الحرب العالميه الثانيةعندما تم اجبار 61000 من اسري الحلفاء علي تشييد سكك حديد بورما تايلنند
    - İtirafı zorla alınmış olabilir. Open Subtitles أيّ اعتراف يعتبر اجبار انها مريضة
    - İtirafı zorla alınmış olabilir. Open Subtitles أيّ اعتراف يعتبر اجبار انها مريضة
    Bolin, hiç bir maymun-marmotu zorla bisiklete bindirmeyi denedin mi? Open Subtitles هل سبق وان حاولت اجبار قرد-قارض أن يركب دراجة؟
    Bak,zorla yaptırılan suç değildir. Open Subtitles انظرو اجبار المراءه يتعبر جريمه
    zorla yedirme yoktu. TED فليس هناك تزقيم = اجبار على الاكل
    O hasta. - zorla ya da değil, ona inanıyorlar. Open Subtitles , اجبار أو لا فهم يصدقونها
    O hasta. - zorla ya da değil, ona inanıyorlar. Open Subtitles , اجبار أو لا فهم يصدقونها
    İnsanları hayal dünyanda yaşamaya zorlayamazsın. Open Subtitles لايمكنك اجبار العالم بالعيش في عالمك الخيالي
    Bir çocuğu birşey yapması için zorlayamazsın çünkü kapı çarpmalarıyla, bağırışmalarla sonuçlanır ve sonra çocuk da sinirlenir. Open Subtitles لا يمكنك اجبار طفل على القيام بالنشاطات لأن ذلك سيؤدي الى الكثير من اغلاق الأبواب بقوة واطلاق الألقاب ومن ثم سيغضب الطفل أيضا.
    İnsanları yapmak istemedikleri bir şeyi yapmaya zorlayamam. Open Subtitles حسناً, لا استطيع اجبار الناس عليفعلامرمالايودون فعله.
    Kendimi biriyle evlenmek için zorlayamam. Open Subtitles لا يمكنني اجبار نفسي لاتزوج واحد
    Ama kimseyi tedavi olmaya zorlayamazsınız. Open Subtitles لكن لايمكنك اجبار احد على العلاج

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus