Yerel sakinler için büyük bir rahatlama olabilir. | Open Subtitles | و سيكون هذا مصدر ارتياح كبير للسكان المحليين |
Teşekkürler, teşekkürler anne. Bana büyük bir rahatlama getirdi. | Open Subtitles | شكرا لك شكرا لك يا أماه هذا مصدر ارتياح كبير بالنسبة لي |
Belki ona sonunda doğruyu söylemen ikiniz için de bir rahatlama sağlardı. | Open Subtitles | و... قد يصبح الأمر بمثابة ارتياح بالنسبة لك ولها، أنْ تصارحها بالحقيقة. |
Tanrı şahit, iyi olduğunu görünce çok mutlu oldum ve çok rahatladım ama yaptığın şey, açık konuşmak gerekirse gerçekten bir ihanet. | Open Subtitles | الربّ وحده أعلم أنّي سعيدة لعودتك. وهو مصدر ارتياح كبير، لكن ما فعلته أنت، بصراحة، كان خيانة. |
Çok rahatladım, çünkü ben yemek yapamıyorum. | Open Subtitles | ذلك ليس ضروري ارتياح كبير لانني لا اطبخ |
Puro, canlandırıcı ve rahatlatıcı. Erkekler için bir keyif. | Open Subtitles | يجعل هناك تحفيز و ارتياح لدي الرجال |
Puro, canlandırıcı ve rahatlatıcı. Erkekler için bir keyif. | Open Subtitles | يجعل هناك تحفيز و ارتياح لدي الرجال |
O odalardan kaçan hiçbir şey sana rahatlık vermiyor. | Open Subtitles | لا شيء مما يخرج منها قد يشعرك بأي ارتياح |
- Ona söylendi mi peki? - Evet ama hiç rahatlama belirtisi görmedim. | Open Subtitles | أجل ، وفهم أنني لم ألحظ أي ارتياح شديد |
Sizin ve Reddington hem bir rahatlama olmuş olmalı. | Open Subtitles | (يجب أن يكون مصدر ارتياح لك و (لريدينغتون |
Bir tür, um... rahatlama. | Open Subtitles | كانت... نظرة ارتياح |
Bir tür, um... rahatlama. | Open Subtitles | كانت... نظرة ارتياح |
Teşekkürler. Vay be, değil mi? - Büyük rahatlama. | Open Subtitles | شكرًا يا له من ارتياح - نعم - |
Tabii ki rıza gösteriyorum. İşte şimdi rahatladım. | Open Subtitles | بالتأكيد أمنحك مباركتي - يا له مِن ارتياح - |
İşte şimdi rahatladım. | Open Subtitles | هذا مبعث ارتياح |
Şey, bu rahatlatıcı. | Open Subtitles | هذا ارتياح , عندما يعود للاستيقاظ |
Evet, bu rahatlatıcı. | Open Subtitles | وأنا لست مستاءة حسنا، هذا مصدر ارتياح |
Tanrım, rahatlık buna denir. | Open Subtitles | عجباً, يا له من ارتياح! |
Toprağa indirilirken sevdiklerin, huzur içinde yatacağını bilerek teselli olmalı. | Open Subtitles | عندما توضعين أسفل الأرض ستريدين من أحبائك أن يجدوا العزاء في معرفة أنّك ترقدين في ارتياح |
İçimi çok rahatlattın. | Open Subtitles | ذلك ارتياح كبير. أظن ان هذا هو الوداع. |