Az önce kadınların icabına bakması için gönderdim. Neden gecikti git bak. | Open Subtitles | لقد ارسلته للأعتناء بأمر النساء اذهب و اعرف لماذا تأخر هكذا |
daha önce kendisiyle tanışmamıştık ama ona gönderdiğim birşeyle ilgilenmemesi, itibarını kaybetmesine neden olabilirdi. | TED | لانني لم التقيه من قبل ولربما اضاع وجها اذا لم يفحص ما ارسلته له |
Bunu Memphis'i terk etmeden önce yolladım. | Open Subtitles | وانا ارسلته قبل مجئي الى هنامن امريكيا من مدينتي |
Bize gönderdiği cep telefonunu kullanmaya çalışmak zorunda kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان افكر فى كيفية تشغيل الجوال التى ارسلته |
Senin onu gönderdiğin o Meksika cehenneminden kurtardıktan sonra Albay Bell bana borçlandı. | Open Subtitles | كان مدين لي بخدمة بعد أن أنقذته من الفوضى المكسيكية التي ارسلته إليها |
Bunu ablam yolladı. | Open Subtitles | شقيقتي ارسلته لي |
Sonra Carlotta'nın kızkardeşine yolladığı mektubu aldım. | Open Subtitles | ثم, لقد وصلنى الخطاب الذى ارسلته شارلوتا لأختها |
Sana yolladığım konuşmaya bakma fırsatın oldu mu? | Open Subtitles | هل اتيحت لك فرصة للاطلاع على الخطاب الذي ارسلته |
E-postayı kazara sana gönderdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نحن لدينا الايميل الذي ارسلته لك عن طريق الخطأ. |
Onları Seattle'daki kız kardeşimin yanına gönderdim. | Open Subtitles | في الحقيقة ارسلته الى شقيقتي التي تعيش في سـياتل |
Onu eski kız arkadaşıyla olan sorununu halletmesi için gönderdim. | Open Subtitles | . ارسلته ليصلح ما بدر منه مع صديقته السابقة |
Babamın telefonundan ona davetli olmadığını söyledim, annemin bana gönderdiği yüzüğün boyunu ayarlatması için onu gönderdim. | Open Subtitles | لقد استخدمت تليفون ابى لالغاء دعوتها و جعلته ياخذ الخاتم الذى ارسلته امى لى لتغير حجمها |
Sana gönderdiğim hariç tabii. | Open Subtitles | لذا ,قد اخذوا جميع الأفلام ما عدا واحد الذي ارسلته لك |
Flowers'ı arasın diye gönderdiğim adam... meğerse Flowers'mış. | Open Subtitles | اسمه جيمي الرجل الذي ارسلته للمطعم للبحث عن زهره |
Senaryoyu elektronik postayla yolladım. | Open Subtitles | غيوك بونغ لا يجيب على هاتف علينا طرده وقد ارسلته لك |
Evine yolladım. Jimmy Brogan'a saldırmış. | Open Subtitles | ارسلته للمنزل , لقد اعتدى على جيمي بروجان |
Madem ki bir şeyler eşeliyorsunuz, belki Carlotta Adams'ın Amerika'daki kızkardeşine gönderdiği mektubu da çıkarırsınız. | Open Subtitles | ربما اثناء تحقيقاتك,تستطيع الحصول على خطاب شارلوتا ادامز الذى ارسلته الى اختها فى امريكا |
Onu daha önce gönderdiğin, davranışlara çeki düzen veren kamp gibi bir yere. | Open Subtitles | ذلك المكان الذي ارسلته إليه ذاك المعسكر الخاص بتعديل السلوك |
Herhalde Tony T. 'nin ailesi yolladı. | Open Subtitles | ربما ارسلته عائلة توني تي |
Matt'le çıkmam... Büyükannemin şu vahşi midilli hakkında yolladığı e-posta... Ya kitaplar? | Open Subtitles | الايميل الذي ارسلته جدتي لي عن المهر البري ماذا عن الكتب؟ |
Saraya yolladığım uşağım gizlice rapor verdi. | Open Subtitles | الخادم ارسلته إلى القصرِ عندي سرا |
En azından kızın onu buraya niye gönderdiğini öğrenelim. | Open Subtitles | حتى اعرف لماذا ارسلته. |
Sende onu kutup dairesi içinde avlanmaya gönderdin, böylece onun önüne geçecek vaktin olacaktı. | Open Subtitles | ارسلته يصطاد فالقطب الشمالي , لتحصلين على وقت كافي للإنقلاب ضده. |
İyi aslında. Onları Seattle'daki kız kardesimin yanına gonderdim. | Open Subtitles | في الحقيقة ارسلته الى شقيقتي التي تعيش في سـياتل |
Daphne onu şal almak için Chicago'ya göndermiş. | Open Subtitles | دافني ارسلته إلى شيكاغو ليحضر وشاحا |
Yolluyorum. | Open Subtitles | ارسلته الان |
Onu bir keresinde bir dağın tepesine yollamıştım. | Open Subtitles | ارسلته الى سلسلة جبلية. |