"استبداله" - Traduction Arabe en Turc

    • yeri
        
    • Yerine
        
    • değiştirmek
        
    • takas
        
    • değiştirildiğini
        
    Onun yeri doldurulamazdı ama yine de doldurulmalı. Open Subtitles كان بلا بديل، لا بديل له ومع ذلك كان لا بد من استبداله.
    15 yaşındaki bisikletli birisi tarafından yeri doldurulabilecek bir kişi için, tüm Doğu Almanya operasyonunu riske atamayız. Open Subtitles لن نخاطر بكل عملياتنا في المانيا الشرقية من أجل احدهم يمكننا استبداله بواسطة شابة لديها 15 سنة وتركب الدراجة
    Reçel almaya karar vermek Yerine hızla artan fiyatların ardındaki nedenleri araştıracaksın. TED وبدل استبداله بالمربى، تحقّق في سبب ارتفاع الثمن.
    Bireyselliği kaldırıp, Yerine birlikteliği.... Yerine... Open Subtitles قد حاولنا تنحية الفردية لاستبداله بالإنسجام استبداله
    Sanırım bu yüzden onu değiştirmek istediklerinde çok fazla çabalamadım. Open Subtitles حتماً لهذا صمتّ عندما قالوا أنهم يريدون استبداله
    Ama şu balıkçı Peter ve diğerlerinin istediği şey, eskiyi yok edip yenisiyle değiştirmek. Open Subtitles الصياد بطرس و الاخرين يريدون فعله هو تدمير القديم و استبداله بالجديد
    İnan bana, kara baruta karşılık onu takas etmeyi düşünmeye başladım bile. Open Subtitles صدقيني، أفكّر في استبداله بالبارود
    Senin için değerli olan bir şeyin değiştirildiğini hala fark etmedin. Open Subtitles ماذا تريد ؟ أنت حتى لم تلاحظي ان شيئا غاليا عليك قد تم استبداله
    Gerçek aşk o kadar da kolay değildir ama kesinlikle savaşmaya değer olmalı çünkü bir defa bulduğunuzda, bir daha yeri değiştirilemez. Open Subtitles الحبّ الحقيقيّ ليس سهلاً. لكن يجب النضال في سبيله، لأنّه حالما نجده، لا يمكن استبداله أبداً.
    Kalbine yakın bir şeye ihtiyacım var yeri doldurulamayacak bir şeye. Open Subtitles أحتاج شيئاً قريباً إلى قلبك شيئاً لا يمكن استبداله.
    - Sana raporu verdikten sonra görev yeri değiştirildi. Open Subtitles ماذا؟ بعد أن أبلغك السكرتير بالتقارير، تم استبداله.
    Benden alınanın yeri doldurulamaz. Open Subtitles ما أُخذ مني لا يمكن استبداله أبداً
    Burada yeri doldurulamaz tek kişi sensin. Open Subtitles أنتَ الوحيد هنا الذي لا يمكن استبداله
    Aslında bunu yeni bir tanesiyle değiştirip Yerine sıkıştırdığımızda gaz pedalı eskisinden... sağlam olacak. Open Subtitles اعتقد أنه اذا تم استبداله بواحد أصغر فان هذا سيصلح الأمر اذا قمت برفع قدمك من على الدواسة فان الوصلة سترتفع لأعلى
    Parmağımla göstermediğim, birisi Dr. Peppers'ımı* almış, hemen Yerine, dönmesini istiyorum. Open Subtitles لقد أخذ شخص ما فلافل دكتوري لن أشير بإصبع الاتهام لأي أحد لكنني أريد استبداله
    Testi başlattığı an uydunun Yerine konulanı fark edebilirdi. Open Subtitles لحظة بدأه للاختبار لربما عرف أن القمر تم استبداله
    Mısır'daki yeni hükümet, bunun ulusal bir hazine haliyle de Yerine konulamaz bir eser olduğu düşüncesinde. Open Subtitles تعتبرها الحكومة المصرية الجديدة . كنزاً وطنياً ، وبالتأكيد لايمكن استبداله
    Tek yapmamız gereken yerlerini değiştirmek. Open Subtitles {\fnAdobe Arabic}.كلّ ما علينا هو استبداله
    Her doktorun, siz dahil, hastaları, onları değiştirmek isteyebilir, bana aynı günde iki defa olması sadece şanssızlık. Open Subtitles كل طبيب هنا بما فيهم أنت, حدث له أن طلب مريض له استبداله بدون أي سبب وإنها فقط صدفة غبيّة... أن الأمر حدث لي مرتين في نفس اليوم
    Bir süre sonra değiştirmek istersin. Open Subtitles بعد فترة قصيرة تريد استبداله
    Farnsworth'ünle takas edebilirim. Open Subtitles "اتريدين استبداله بالـ"فارنسورث
    Oğlanı babasıyla takas etmek istiyorlar. Open Subtitles يريدون استبداله بأبيه.
    Sen de DNA'ların değiştirildiğini düşünüyorsun. Bak. Open Subtitles وتظُن أن الحامض النووي تم استبداله.
    Sen bedeninin değiştirildiğini keşfetmek zorunda kaldın. Open Subtitles أنت كان عليك اكتشاف أن جسدك تم استبداله

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus