Bana bak serseri! Canımı kurtarmak için kaçtığımdan o 12 gemiyi korumayı başardım! | Open Subtitles | أصغِ أيُّها الشاب، بسبب هروبي ذاك استطعتُ الحفاظ على تلك السفن الاثنتا عشر |
Orada iki yıl kaldım ve iki yıl sonra, İngiltere'ye kaçmayı başardım. | TED | ومكثتُ هناك لمدة عامين، وبعد عامين، استطعتُ الهروب إلى إنجلترا. |
Sonunda onu çift terapisine götürmeyi başardım. | Open Subtitles | في الأخير، استطعتُ عرضها على أخصائيين نفسانيين. |
Bütün bunlar, onlar gittiği için oluyor. Bence onları geri getirebilirsem bu sona erecek. | Open Subtitles | يحدث هذا لأنّهم غادروا، وأعتقد أنّه سيتوقّف إن استطعتُ إرجاعهم |
Bütün bunlar, onlar gittiği için oluyor. Bence onları geri getirebilirsem sona erecek. | Open Subtitles | يحدث هذا لأنّهم غادروا، وأعتقد أنّه سيتوقّف إن استطعتُ إرجاعهم |
Bütün bunlar, onlar gittiği için oluyor. Bence onları geri getirebilirsem sona erecek. | Open Subtitles | يحدث هذا لأنّهم غادروا، وأعتقد أنّه سيتوقّف إن استطعتُ إرجاعهم |
Gerçek sahibi olmamama rağmen tek bir gözle neleri elde etmeyi başardım. | Open Subtitles | ،لستُ حتّى مالكها الأصلي إلّا أنني استطعتُ أن أُحقّق كل هذا بعينٍ واحدة |
Bayan Griffin, üç kaburganız kırılmış ama iç kanamayı durdurmayı başardım. | Open Subtitles | حسنٌ، سيدة (جريفين)، عندكِ ثلاثة أضلاع مكسورة لكنني استطعتُ ايقاف النزيف الداخلي |
Saatleri satmayı başardım. | Open Subtitles | استطعتُ بيع الساعات |
Seni korumayı başardım. | Open Subtitles | استطعتُ حمايتكَ... |
Bence onları geri getirebilirsem sona erecek. | Open Subtitles | وأعتقد أنّه سيتوقّف إن استطعتُ إرجاعهم |
Onu getirebilirsem buraya getirmem söylenmişti. | Open Subtitles | أُمرتُ بجلبها إن استطعتُ |