Israel'in durumunun değiştirildiğini bize bildirmek için neden telefon açılmadığıını anlatacaksın bana. | Open Subtitles | ستخبرني لما لم تقم بأي مكالمه لنا لتعلمونا بانكم غيرتم حاله اسرائيل |
"Bilmenizi isteriz ki, Beth Israel Mezarlığı'nın satışını takiben..." | Open Subtitles | نود ان نخبرك انه بعد بيع مقابر بيث اسرائيل |
Kendi özgür iradeleriyle İsrail'e gitmiş olsalardı, ...o zaman memnun olurmuş. | Open Subtitles | لو رحلوا الى اسرائيل بمحض ارادتهم لكان أفضل لكان أكثر سعادة |
Nebukadnezar İsrail'i ele geçirip tapınağı yağmaladı ve insanları Babil'e sürgüne gönderdi. | Open Subtitles | عندما غزا نبوخذنصر اسرائيل وحطم المعبد واخذ اليهود الى المنفى في بابل |
Baron Rotşil adına değil, İsrayil adına çalışıyorsun. Bu küçük bir ülke. | Open Subtitles | انت لا تعمل لدى دولة كبيرة و لكنك تعمل لاجل اسرائيل و هي دولة صغيرة |
Dün, adamın birine İsrailli olduğumu söyledim. Daha önce Kutsal Topraklar'ı ziyaret edip etmediğimi sordu. | Open Subtitles | قلت لهذا الشخص البارحة أنني من اسرائيل وسألني هل زرت الأرض المقدسة من قبل ؟ |
Eğer İsrailliler Nazi gibi olsalardı... | Open Subtitles | وجدوا أنه ضروري. اذا اسرائيل كانت نفس النازيين |
Las Vegas'ın eğlendiren şahsı Buddy 'Aces' Israel. | Open Subtitles | نجم لاس فيجاس الكوميدي بادي اكسيس اسرائيل |
Israel'e İsveçli'den önce biz ulaşalım ve avantaj elimizde olsun. | Open Subtitles | و ناخذ اسرائيل قبل ان ينال منه هذا السويدي سيجعلنا هذا في مركز قوه |
Bayanlar ve baylar, büyük Las Vegas yıldızı Bay Buddy Israel'e, büyük bir Las Vegas hoş geldini olarak büyük bir alkış alabilir miyim? | Open Subtitles | سيادتي و سادتي لنصفق له لنجم لاس فيجاس الكبير و العظيم و اسمه بادي اسرائيل |
Israel de bu durumdan çok kurnazca faydalandı. | Open Subtitles | و قد استغل اسرائيل تلك الحاله بشكل فطن جدا |
Israel, gerçek olan, tehlikeli olan bir şeyle boy ölçüşmek istedi. | Open Subtitles | اسرائيل اراد مد يده الي شيئ حقيقي شيئ خطر |
Sparazza bir tarafta, Israel diğer tarafta. | Open Subtitles | و كان سابرازا علي راس مجموعه و اسرائيل علي راس المجموعه الاخري |
Aynı şeylerin burada olmayacağını kim bilebilir ki. İsrail bizim sigorta poliçemiz. | Open Subtitles | من الذي يقول أنه لا يحدث هذا هنا اسرائيل هي بوليصة التأمين |
Musa'nın İsrail'in çocuklarına söylediği gibi "Bugün ağzına koyduğun yarın popondan görünür." | Open Subtitles | كما قال موسى لاطفال اسرائيل مايجل للفم اليوم يظهر في المؤخرة غدا |
İsrail'de dağ bisikletçiliği benim büyük tutkuyla ve bağlılıkla yaptığım birşey. | TED | ان قيادة الدراجات الهوائية في الجبال في اسرائيل هو أمرٌ اقوم به بشغف كبير وبإلتزام أكبر |
Ve 8 yaşındakyen, birini onu Odessa'dan bir gemiye bindirip İsrail'e göndermiştir, tek başına. | TED | عندما كان في الثامنة من عمره .. وضعه أحدٌ ما في قارب في أوديسا .. وأرسله الى اسرائيل بمفرده |
- Biliyorsunuz ki yakın zamanda İsrayil Libya ve Suriye'deki iki mülteci kampını bombaladı. | Open Subtitles | انت تعرف بان اسرائيل تريد ضرب لبنان و سوريا |
İsrayil, Kanada, Arjantin, Viyana, Paris, Brüksel'de hepsi Hollanda'dan gönderilmiş 12 mektup daha bulmuşlar. | Open Subtitles | وجدوا العديد من الرسائل بالطبع من اسرائيل,كندا,الارجنتين,النمسا كنشاسا,باريس,بروكسل وجدوا الف رسالة مرسلة من هولندا |
Anlaşmalar, göçmenler ve Filistinliler arasında şiddet olayları çıkmasına yol açıyor, zaten bu İsrailli politikacılar içinde tartışmalı bir durum. | Open Subtitles | المستوطنات سببت الكثير من العنف بين المستوطنين والفلسطيين لكن هنالك كانت امورا سياسية في اسرائيل |
400 yıllık köleliğin ardından, İsrailliler serbest kaldılar. | Open Subtitles | ،بعد 400 عام من العبودية بنى اسرائيل احرار |
İsmini dünyaya, diğer uluslara, krallara ve İsrailoğulları'na duyurman için İsa seni seçti. | Open Subtitles | لقد اختارك يسوع لتعلن اسمه للعالم أمام أمم وملوك وبنى اسرائيل |
İsraillilerin hiç başı belaya girmedi. | Open Subtitles | اسرائيل لم يسبق لها الوقوع فى تلك المشاكل |