Eğer erkeklerden konuşabilseydik, her şey çok daha kolay olurdu. | Open Subtitles | لو يمكننا التحدث عن الأولاد, كان سيكون اسهل بذلك كثيرًا. |
Nakit kadar iyi ve taşıması kolay. Lokantanın adresini buldun mu? | Open Subtitles | جيده كالمال و اسهل فى حملها هل حصلتِ على عنوان المطعم |
Karşındaki kıza baktığında onu gerçekten istediğini düşünüyorsan bu dünyanın en kolay şeyidir, Eğer böyle hissetmiyorsan o doğru kız değil demektir Çok üzgünüm. | Open Subtitles | انظر للفتاة و اعرف اذا كانت هي كل ما تريده من الحياة سيصبح ذلك اسهل شيء في الدنيا .. و اذا لم يكن كذلك |
Kullanılmaları daha kolaydır ve işin bitince bir kenara fırlatıp atarsın. | Open Subtitles | انها اسهل في الاصابه و يتخلصوا منك عندما تنفذ ما يريدوا |
Çünkü, biri hayatı kolaylaştırmak için daha hızlı bir bilgisayar istedi. | Open Subtitles | حياتهم علي متن هذه السفينة لان شخصا ما اراد للكموبيوتر ان يجعل الحياة اسهل. |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok, Henry, bu yüzden direk meseleye giriyorum. | Open Subtitles | ليس هناك طريقه اسهل من هذه يا هنرى لذا سوف اكون صريح معك |
O videoyu ele geçiremezsek, helikopterli adamların seni bulması çok daha kolay olur. | Open Subtitles | والآمر سيكون اسهل بكثير لأصحاب تلك المروحيات إلا إذا حصلنا على الشريط وفتحناه |
Bu işi geleneksel hukuk uygulayıcılarına bırakmak çok daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | يمكن ان يكون اسهل بكثير ان تتركه بين يدي القانون المحلي |
Tam on ikiden o zaman. Adamım, proktolog olsaydı işimiz daha kolay olurdu. | Open Subtitles | فقط العيون يارجل كان ليكون هذا اسهل بكثير اذا كانت متخصصة بامراض الشرج |
En azından evliliğin feshi, olaylı bir boşanmadan daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | حسنا , على الأقل ابطال الزواج سيكون اسهل من الطلاق المزعج |
Berk'in her yerini gezdik. Şeflik hiç bu kadar kolay olmamıştı. | Open Subtitles | لقد تجولنا فى بيرك كلها الرئاسة لم تكن اسهل من قبل |
Bunun benzer disiplin gerektirdiğini bilseydim, her şey daha kolay olurdu. | Open Subtitles | وأعلم انني لو كنت منضبطا من البدايه كل شيء سيكون اسهل |
Savaş meydanında düşmanla savaşmak ilişkimizi korumaktan çok daha kolay. | Open Subtitles | خوض المعارك اسهل بكثير من القتال للمحافظة على علاقتى بك |
Yavaş yavaş, bazı genç kadınların okula gitmesi daha kolay ve kabul edilir oldu. | TED | ارسال بناتهم للمدرسة شيئا فشيئا اصبح اسهل و مقبولا للشابات ان يكن في الجامعة |
Bu, size okulda öğrettikleri matematikten daha kolay, eminim. | TED | انه امرٌ سهل اسهل من الرياضيات التي تعلمنا إياها المدرسة |
Daha kolay olmasını dilerdim; Maalesef değil. | TED | انا اتمنى ان تكون اسهل لسوء الحظ هي ليست كذلك |
Gün ışığında iş yapmak kolaydır, ama daha çok şahit demektir. | Open Subtitles | فعل عمل في وضوح النهار يعني وصول اسهل ولكن زيادة شهود |
Teknoloji insanların hayatlarını kolaylaştırmak için vardır. | Open Subtitles | اليس استخدام التكنولوجيا لجعل حياه الناس اسهل ؟ |
İçeri zorla da girebilirim, ama anahtar işleri kolaylaştırır. | Open Subtitles | انا استطيع اقتحام المنزل, ولكن, المفتاح سيجعل الأمر اسهل |
Ilık mevsim gelmesiyle kıyı boyunca hayat kolaylaşır. | Open Subtitles | الحياة على طول الساحل، أيضا ,قد اصبحت اسهل بالموسم الدافئ. |
Dinle Jack klonlama icat olmadan önce detektiflik işi çok daha kolaydı. | Open Subtitles | ساخبرك يا جاك000 عمل المخبرين كان اسهل كثيرا قبل عمليات الاستنساخ |
Zaman geçtikçe iş onlar için zorlaşırken bizim için kolaylaşıyor. | Open Subtitles | بمرور الوقت سيصبح هذا اصعب لهم و اسهل لنا |
Senin için basit olan şeye geri çekilmemen gerekiyordu. | Open Subtitles | ليس ان تتراجع الى ايٍ كان ما هو اسهل لك. |
Ama senin yanında takıldıkça daha da kolaylaştı. | Open Subtitles | ولكن كونى حولك الآن ، فهذا اسهل |
Fakat tüm bunları on kat kolaylaştıracak nedir, biliyor musun? | Open Subtitles | و لكن اتعرفين ما الذي يجعل العمل اسهل بعشر مرات |
Satırlardan birini büyüterek kolaylaştırayım. | TED | سوف اسهل الامر، فى الحقيقة ، بتكبير احد الخطوط. |
daha basitti... ve kurnaz ihtiyara karşı kullabileceğim psikolojik bir numaram vardı. | Open Subtitles | لقد كان اسهل وعندى حيلة نفسية لأجربها على هذا الثعلب العجوز |