onu bina arkasına götürün ve uçurun. İkisini de vurun. | Open Subtitles | اصطحبه الى خلف المبنى واقض عليه اطلق النار على الفتاة ايضاً |
Sonrasında onu yemeğe götürebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني ان اصطحبه لتناول العشاء بعد ذلك؟ |
onu akarsuya götürüp üstündeki kan ve kiri temizleyin. | Open Subtitles | وأتأكد أنه بخير حال اصطحبه إلى الجَدْول كى يغتسل من تلك الدماء والقذارة |
onu bodruma götür. Kendisine orada katılırım. | Open Subtitles | اصطحبه إلى القبو سألتقي به هناك |
Doktoru götür, sonra ısınmaya başla. | Open Subtitles | اصطحبه إلى مكتبي. ثم قم بالإحماء |
-Tabii. Gisborne onu zindana götür. | Open Subtitles | أجل ، بالطبع غيسبون) ، اصطحبه إلى الزنزانة) |
Bu demektir ki, katil onu olay yerinden depoya götürdü. | Open Subtitles | ما يعني أن القاتل اصطحبه للمخزن من مسرح الجريمة |
onu da götürmeyi çok isterdim ama hava çok kötü. | Open Subtitles | أريد حقًا أن اصطحبه معي، لكنّ حالة الطقس سيئة. |
Gizli Servisin onu dün gece yakalamasından beri haberim yok. | Open Subtitles | ليس منذ أن اصطحبه رجال الخدمة السرية بليلة الأمس |
İki buçuk yaşında olduğu yağmurlu bir kış gününde onu kapalı havuzdan aldığımı hatırlıyorum, çünkü yağmurlu günlerde bile yüzmeye gidiyorduk. | TED | أتذكر عندما كان عمره عامين ونصف، واليوم ممطر في الشتاء، كنت اصطحبه إلى لحمام سباحة مغطى، لأنه حتى في الأيام الممطرة كان يحب الذهاب للسباحه. |
Yani, sence onu Acil'e falan götürmeli miyim? | Open Subtitles | أعني، هل يجب أن اصطحبه إلى المستشفى؟ |
Başkan sarhoş olmuştu ve kardeşim onu eve götürdü. | Open Subtitles | الرئيس كان ثملاً وأخي اصطحبه للبيت فحسب |
Başkan sarhoş olmuştu ve kardeşim onu eve götürdü. | Open Subtitles | الرئيس كان ثملاً وأخي اصطحبه للبيت فحسب |
"Şiir okumalarına götür." demiştin. | Open Subtitles | "اصطحبه لنادي الشعر" انظري النتيجة! |
Lütfen eve götür. | Open Subtitles | رجاءً، اصطحبه للمنزل |
onu kahvaltıya götür. | Open Subtitles | اصطحبه لتناول الفطور |
- Lloyd, onu benim ofisime götür. | Open Subtitles | اصطحبه لمكتبي |
Ona bunu götür. | Open Subtitles | اصطحبه لهذا |