| Gerekirse esnetin, ama sakın açık bırakmayın. | Open Subtitles | ،غيّروا اتجاهكم إذا اضطررتم لكن لا تتفرقوا |
| Herkes kendini kurtarsın! Gerekirse intihar edin. | Open Subtitles | كل شخص ينجو بحياته، دوسوا على الآخرين إن اضطررتم |
| Ne sebeple olursa olsun kimseyi bu kapıya yaklaştırmayın. Gerekirse vurun. | Open Subtitles | لا تدعوا أحداً يقترب من هذا الباب لأيّ سبب كان، اقتلوهم إن اضطررتم لذلك |
| Sadece Mecbur kalırsan yok et. | Open Subtitles | حسناً ، ستقضون عليه فقط إذا اضطررتم لهذا |
| Burada bekleyin. Mecbur kalmadıkça ateş etmeyin. | Open Subtitles | ابقوا هنا، لا تطلقوا النار إلّا إن اضطررتم. |
| Hiç hoş değildi. Bunu görmek zorunda kaldığınız için üzgünüm. | Open Subtitles | هذا كان قبيحاً أنا آسف أنكم اضطررتم لرؤية ذلك |
| Bir anlaşmazlığı belirleyebilme adına yardım için mahkemeye gitmek zorunda kalırsanız Allah yardımcınız olsun. Çünkü sırf bu iş 465 gününüzü alacaktır. | TED | وإذا اضطررتم ،لا سمح الله، الذهاب إلى المحكمة للحصول على المساعدة في تسوية نزاع تنفيذ العقد لأن العملية وحدها ستستغرق 465 يومًا. |
| Ağır sakinleştiriciler verin ama Gerekirse fişini çekmekten çekinmeyin. | Open Subtitles | أبقوه مخدّراً بشدّة ولكن لا تخشوا سحب مقبس الحياة إذا اضطررتم. |
| Gerekirse bütün Asi filosunu gönderin. | Open Subtitles | أرسلوا الإسطول باكمله إن اضطررتم إلى ذلك. |
| Gerekirse burayı yerle bir edin. | Open Subtitles | اقلبوا المكان رأساً على عقب إن اضطررتم لذلك |
| Gerekirse ülkeyi alt-üst edin, ama onu bulun. | Open Subtitles | لو اضطررتم لهذا، لكن اعثروا عليه |
| Gerekirse şok tabancasını kullanın. | Open Subtitles | استخدموا الصاعق الكهربائي اذا اضطررتم |
| Gerekirse öldürün. | Open Subtitles | اقتلوهم ان اضطررتم |
| Ama eğer Mecbur kalırsanız, fişi çekmekten de çekinmeyin. | Open Subtitles | ولكن لا تخشوا سحب مقبس الحياة إذا اضطررتم. |
| Mecbur kalırsan öldür! | Open Subtitles | عرقلوه اقتلوه اذا اضطررتم |
| Mecbur kalırsanız, ateş edebilirsiniz. | Open Subtitles | أصيبوه في مقتل إن اضطررتم |
| - Ama Mecbur kalırsanız yaparsınız, değil mi? | Open Subtitles | -لكن ستفعلون لو اضطررتم لذلك، صحيح؟ |
| Böyle geri getirilmek zorunda kaldığınız için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة أنكم اضطررتم لأن تعودوا بهذه الطريقة... |
| Bunu duymak zorunda kaldığınız için üzgünüm. | Open Subtitles | انا اسفة انكم اضطررتم لسماع هذا |
| Gidip savaşmak zorunda kalırsanız işinizi ve sevdiklerinizi gözetir mi? | Open Subtitles | ويعتني بوظائفكم واحبائكم إن اضطررتم للذهاب للقتال؟ |
| Eğer zorunda kalırsanız, tüm gece çalmaya devam edin. | Open Subtitles | استمروا في العزف طوال الليل اذا اضطررتم |