"اضطررت لفعل" - Traduction Arabe en Turc

• yapmak zorundaydım
• yapmak zorunda

- Bak bunu yapmak zorundaydım. - Hayır, durmak zorundasın.
اسمعي، اضطررت لفعل هذا - والآن، يجب أن تتوقف -

Üzgünüm Profesör, yapmak zorundaydım.
آسف، يا بروفيسور اضطررت لفعل ذلك

Anlamıyorsunuz. Bunu yapmak zorundaydım.
أنت لا تفهم الأمر اضطررت لفعل ذلك.

Beni bağışla. Beni bağışla, yapmak zorundaydım.
سامحني، سامحني اضطررت لفعل هذا

Bana bunun birazını bile göstersen sana bunu yapmak zorunda kalmazdım.
أتعلمين، لو كنتِ أبديت لي لمحة وفاء، لما اضطررت لفعل هذا.

Bunu yapmak zorundaydım.
اضطررت لفعل ذلك

Senin için gitme vakti artık. Bay Tennyson, bunu yapmak zorundaydım.
سيد تنيسون, اضطررت لفعل ذلك

Üzgünüm ama bunu Abby ve Caleb için yapmak zorundaydım. Onları mağaralara götürüyorum.
آسفة، اضطررت لفعل هذا (من أجل (آبي) و (كيليب

Bunu yapmak zorundaydım, çünkü, o gün salonda Yüzbaşı Abrar seni görünce bu yırtıcı kuşu mutlaka tuzağa düşürmemiz gerekiyor dedi.
لكن أنا اضطررت لفعل ذلك بسبب الفيلم الذي فعلته في القاعة ذلك اليوم ...النقيب أبرار رآك وقال هذه الفريسة أتت سعيدة إلى الفخ

Bazı şeyleri yapmak zorundaydım.
اضطررت لفعل أشياء.

yapmak zorundaydım.
لقد اضطررت لفعل ذلك

Evet Rebecca, Naz'a yapılan komploya rütbeli kişilerin dahil olduğunu söyleyince bunu yapmak zorundaydım.
أجل، عندما قالت (ريبيكا) ذلك أن المؤامرة ضد (ناز) يتورط فيها أشخاص ذات نفوذ أجل، اضطررت لفعل ذلك

Bunu yapmak zorundaydım.
اضطررت لفعل ذلك.

- yapmak zorundaydım.
- اضطررت لفعل ذلك

Üzgünüm ama bunu yapmak zorundaydım Nathan.
آسفة، اضطررت لفعل ذلك (ناثان)

Bunu küçük kardeşimin odasında yapmak zorunda olmama rağmen.
حتى لم اضطررت لفعل ذلك في غرفة أخي الصغير

O kadar agresif olmasaydın bunu yapmak zorunda kalmazdım.
إن لم تكنِ مُشاكسة، لما اضطررت لفعل هذا.