Onu geri getirmeye karar verirsen, yolculuğunun kolay olmayacağını bil. | Open Subtitles | إذا قررتي اعادته أعلمي تماما أن رحلته لن تكون سهلة |
Telefon bir çeyrekliğimi yuttu, santral memuru da Onu geri vermiyor. | Open Subtitles | أخذ الهاتفُ الربع الذي معي وعامل الهاتف يرفض اعادته لي |
Eğer Onu geri istiyorsa önce beni geçmeli. | Open Subtitles | واذا اراد اعادته , فلن يتم ذلك الا من خلالي |
Sadece kaleminizi getirmek için uğradım. Soruşturma sırasında iade etmeyi unutmuşum. | Open Subtitles | لقد جئت فقط لأعيد لك القلم,لقد نسيت اعادته عندما كنت احقق |
Belki de onu ikinci sırada oturan bayana iade etmelisiniz. Sizinki de onda olabilir. | Open Subtitles | عليك اعادته للسيدة في الصف الثاني فمنديلك معها |
Birinden birşey ödünç aldığında ve geri ödemeyi reddettiğinde... | Open Subtitles | عندما تسعير شئ ترفضه اعادته |
O kadar da kötü değil. Geri getirebiliriz. | Open Subtitles | الامر ليس بهذا السوء يمكننا اعادته لما كان عليه |
Ama iki arkadaşları "Esneklik" ve "Dikkafalılık" Onu geri getirmeye niyetliydiler. | Open Subtitles | لكن كان هناك اثنين من أصدقاءه وهما العنيد والمَرِن مصممين على اعادته |
Haklıysak ve Sentetiklere bilinç kazandırmanın bir yoluysa bu Onu geri getirebilir. | Open Subtitles | اذا كنا محقين يمكننا استعادة احاسيسه و يمكن للأحاسيس اعادته لنا |
Bedeni yukarıda olmadığı sürece Onu geri getiremezler. | Open Subtitles | أنهم لا يستطيعون اعادته إلا إذا كان جسده في الطابق العلوي. |
O ı aslında kendi bedenine Onu geri alabilirsiniz. | Open Subtitles | التي يمكنني الحصول فعلا اعادته الى جسده. |
Daha sonra, yüce Tanrı'nın izniyle, Onu geri getirmeye çalışacağız. | Open Subtitles | وبعد ذلك بمشيئة الرب سوف نحاول اعادته |
Sana söz veriyorum, Onu geri alacağız. | Open Subtitles | وأنا أعدكم ، ونحن في طريقنا للحصول على اعادته . |
Evet ve bunu kurcalamak Onu geri getirmeyecek. | Open Subtitles | نعم ، ونبش عنه ليس ستعمل اعادته. |
Ve şimdi öyle geliyor ki, senin fitili ateşleyip kendilerine iade etme zamanın geldi! | Open Subtitles | و الآن يبدو ان اللحظة المواتية اتت لاشعال الفتيل و اعادته اليهم |
"Ama günün sonunda iade edilmeleri gerekiyordu." | Open Subtitles | لكن كان لزاما عليهم اعادته قبل نهاية اليوم |
Ondan ödünç para alırım sonra da geri ödemeyi unuturum. | Open Subtitles | ساخذ منها المال وانسى اعادته |
Onu geri getirebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع اعادته |