Eskortunuzu her ektiğinizde, kendinize daha derin bir kuyu kazıyorsunuz. | Open Subtitles | كل مرة تترك المرافقين انت تحفر نفسك في حفره اعمق |
Kontrolünü tamamen kaybetmiş biri tarafından katledilmiş, ama bileklerinde kendini daha önce kestiği yerlerin üstünde titiz ve daha derin kesikler var. | Open Subtitles | لقد ذبحت من قبل شخص فاقد تماما للسيطرة ومع ذلك على رسغيها هناك جروح محددة فوق الجروح التي تسببها لنفسها ولكن اعمق |
tarz değince insanın aklına taktığı papyon ya da giydiği takım elbise geliyor. Aslında konu bundan çok daha derin. | TED | ان كلمة اسلوب تعني كيفية لف ربطة العنق والكيفية التي يتأنق بها في ملابسه ولكن هناك كلمة اعمق |
- Daha derine girersem bebeğe sürterim. - Hadi canım! Yapıver işte! | Open Subtitles | سوف اوخز الطفل اذا ذهبت اعمق اوه , هيا فقط افعلها |
Bu gürültülü sahil trafiğinde zaman kazanabilirz ama Daha derine inmeliyiz. | Open Subtitles | من الممكن ان نكسب بعض الوقت في هذه الضوضاء الساحلية ولكننا سنحتاج الي الغوص اعمق |
Hadi ama. Daha derine gir. | Open Subtitles | هيا هيا , فقط افعلها , اعمق |
En yüksek dağ zirvelerindeyken de en derin okyanus çukurlarında olduğu kadar rahattır. | Open Subtitles | إنهُ في موطنه سواء أكان على قمة أطول جبل أو اعمق أخاديد البحر. |
Ancak anlam daha derin. | TED | على أي حال، الحياة ذات المغزى اعمق بكثير |
Bu davanın çok daha derin ve zor olmasından hiç olmadığım kadar çok şüphelenmeye başladım.. | Open Subtitles | لقد بدات اشك ان تلك القضيه ربما تكون اعمق و ادق مما توقعت من قبل |
Olay basit fakat belki altında daha derin şeyler yatıyordur. | Open Subtitles | تبدو القضيه بسيطه الان لكن ربما يكون فيها ما هو اعمق من ذلك |
Daha uzun bir tatil, daha derin bir ekim gerektirdiğinden daha maliyetli. | Open Subtitles | الرحلة الاطول اكثر ثمنا بسبب انها اعمق وتحتوى على نسيج حى |
Modern toplumun başarabileceğinden çok daha derin bir uyku. | Open Subtitles | انام بصورة اعمق مما يمكن ان يتوفر فى الحضارة |
Çünkü benim senin paranormal araştırmalarını çürütmemi istiyorlardı... fakat şimdi bunun daha derin bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن أعتقد ان هناك شيئا اعمق من هذا الآن |
Ama ben herhangi bir insan meditasyonundan daha derin hissederim. | Open Subtitles | لكنها معنى اعمق بكثير من أى شعور بشرى بالتأمل |
Bence daha derin olmalı. Hayvanlar kazıp çıkarabilir. | Open Subtitles | أعتقد أنها يجب أن تكون اعمق فالحيوانات قد تحفر و تخرجه |
Fakat bugün vites değiştirip, biraz daha derin bir şeyden söz edeceğiz. | Open Subtitles | لكن اليوم سنقوم بتغيير الموضوع سنتحدث بشيء اعمق و اصعب للفهم |
Çıkmaya çalıştın ama bu, Daha derine düşmene neden oldu. | Open Subtitles | و حاولت أن تحفر طريق خروجك و انتهى الامر بك فى حفرة اعمق |
Daha derine girmeye başlamalıyız geçmişinde olanlara bakmaya ve yıllardır üzerinde düşünmediğin şeylerin senin için ne ifade ettiğini ortaya çıkarmaya. | Open Subtitles | يجب علينا ان نحفر بشكل اعمق النظر إلى الامور في ماضيك ونرى كيف كانت احاسيسك تجاههم |
"Joan" "Oren" "Mary" sonra biraz Daha derine indim seni Sherlock denen adamla polis için çalıştığını ve ağabeyinin yeni öldüğünü öğrendim. | Open Subtitles | جون، اورين، ماري ثم بحثت بشكل اعمق وعرفت بانك تعملين مع الشرطة |
Öyleyse Daha derine inmeni istiyorum. | Open Subtitles | حسنا اريدك ان تذهبى الى اعمق من ذلك |
Daha derine gir, Daha derine gir... | Open Subtitles | اعمق .. اعمق |
Daha derine gir, Daha derine gir... | Open Subtitles | اعمق .. اعمق |
en derin nokta burası olmalı. En az 300-400 metre var sanırım. | Open Subtitles | ينبغى ان تكون فى اعمق نقطه عن عمق لا يقل عن 300 او 400 متر |