Olay basit fakat belki altında daha derin şeyler yatıyordur. | Open Subtitles | تبدو القضيه بسيطه الان لكن ربما يكون فيها ما هو اعمق من ذلك |
Çünkü benim senin paranormal araştırmalarını çürütmemi istiyorlardı... fakat şimdi bunun daha derin bir şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن أعتقد ان هناك شيئا اعمق من هذا الآن |
Gerçek bir ilişkide birini tanımak seksten daha derin bir seviyedir. | Open Subtitles | نعم.. العلاقه حقيقيه هي عندما تتعرفين على شخص وتصلين الى مرحله اعمق من الجنس |
Öyleyse daha derine inmeni istiyorum. | Open Subtitles | حسنا اريدك ان تذهبى الى اعمق من ذلك |
Nathaniel için çalmanın artık daha derin bir anlamı vardı çünkü artık iletişimle ilgiliydi, kelimelerin başarısız olduğu, kelimelerden daha derine hitap eden bir mesajın iletilmesiydi. Nathaniel'in ruhunun en temel seviyesinde kayıtlı olan bu mesaj müzikal bir teklif olarak benden gelmişti. | TED | العزف بالنسبة لناثانيال، اخذت الموسيقى معنى اعمق لأنه الان اصبحت عن التواصل التواصل حيث تفشل الكلمات، تواصل رسالة وصلت اعمق من الكلمات سجلت على مستوى أساسي في النفس البدائية لناثانيل بالرغم من ذلك جاءت كتقديم موسيقي حقيقي مني |
Biraz daha derin olsaydı ölmüştü. | Open Subtitles | لو كان الجرح اعمق من ذلك لكان مات. |
Shakespeare'in aklında daha derin bir şeyler olduğunu düşünmek isterdim. | Open Subtitles | افضل جواب ان يكون اعمق من ذلك. |
Bununla ilgili duygularım şeyden ıı... vatanseverlikten daha derin. | Open Subtitles | ومشاهرى تجاهه اعمق من مجرد... الوطنية |
Bu, senin isminden ve ailenden daha derin bir mesele. | Open Subtitles | هذه اعمق من اسمك وعائلتك. |
Bundan daha derine inmemize gerek yok. | Open Subtitles | لا يجب علينا ان نحفر اعمق من هكذا - |