Buraya ihanet etmem için bir sebep olmadığını anla seni burada her gün görmek için reddetmeyeceğim inanç yok. | Open Subtitles | لدا افهمي من فضلك أنه لا وجود لسبب لكي لا أخون ليس هناك اعتقاد لن أنكره ببساطة لأكون هنا لرؤيتك |
Lütfen sana daha çok bir dadı gözüyle baktığımı anla. | Open Subtitles | رجاءً افهمي أنني لا أفكر بك أكثر من مربية |
Şunu anla kadın, bu görüşme çok gizli. | Open Subtitles | افهمي يا امرأة هذا الاجتماع خفي |
Madam, lütfen anlayın. | Open Subtitles | سيدتي، ارجوكي افهمي |
Ya bunu kafana sok ya da s.ktir git. | Open Subtitles | افهمي ذلك أو اغربي عن وجهي |
Bu en son istediğim şey olduğunu anlamalısın. | Open Subtitles | افهمي ان ذلك اخر شيء اردته على الاطلاق |
Lütfen şunu anla. Umarım farkındasındır. | Open Subtitles | ارجوكي افهمي شيء ارجو ان تفهميني |
Jennifer, lütfen anla. Bunu yapmak zorundayım. | Open Subtitles | أرجوك افهمي ، لابد أن أفعل هذا . |
Lütfen anla, asla seni... | Open Subtitles | ..افهمي أرجوكِ أنني لم أقصد |
Anne, hukukun adaletli olmadığını lütfen anla. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}أمي, أرجوكِ افهمي أن القانون ليس على حق |
Leb demeden leblebiyi anla, sürtük! | Open Subtitles | افهمي أيتها الغبيّة. |
Caroline, şunu bir anla. Oleg yanlıştı. | Open Subtitles | يا (كارولين)، افهمي الأمر جيّدًا، (أوليغ)، كان مُخطئًا. |
Şunu anla, Watson, Bence o çok yetenekli bir polis memuru. | Open Subtitles | افهمي يا (واتسون): اعتقد أنها شرطية ماهرة تماماً |
anla işte! | Open Subtitles | افهمي التلميح اللعين. |
Jamie, bir şeyi anla. | Open Subtitles | "جيمي"افهمي شيئاً. |
Ama şunu anla. | Open Subtitles | لكن افهمي هذا... |
anla Evelyn, tehlikedesin. | Open Subtitles | افهمي يا (إفِلِن) أنّكِ في خطر |
Lütfen anlayın. | Open Subtitles | ارجوك افهمي الأمر |
Şunu kafana sok. | Open Subtitles | افهمي هذا |
Ama o haplara ihtiyacımız olduğunu anlamalısın. | Open Subtitles | لكن افهمي أننا أحتاج للأقراص |
- Sadece başkan tahliye edebilir. - O nerede? Bu küçük kız öldürülmeden önce ne yapacağımı bilmem gerek. | Open Subtitles | افهمي أولا جزء النبوئه المتخصص بموت المسيح |