Evlilik kararı çok doğru. Onu görünce, buna ikna oldum. | Open Subtitles | إن هذا الزواج شيئ صحيح تماماً لقد اقتنعت لحظة مقابلتها |
Onun üzerine çalıştıkça, deneyler yaptıkça çocuğu, onun gerçekten... hipnoz yapılabileceğine, ikna etmekten çok birşey yapmam mümkün değil. | Open Subtitles | اكتشفت انها مستحيلة و اقتنعت اكثر بأنها بالفعل لديها المقدرة على الاقناع بالهستريا الجماعية هل وضعتها تحت المراقبة ؟ |
Sonunda evlenmeye ikna ettim. Hayatındaki en büyük hata, değil mi? | Open Subtitles | أخيراً اقتنعت بالزواج بي إنه أكبر خطأ في حياتها، أليس كذلك؟ |
En sonunda gitmek için ikna olduğumda doktor bana uyan deneme lenslerini taktı ve görüş alanımın ne kadar zayıf olduğunu görünce şok oldu. | TED | عندما اقتنعت بالفعل للذهاب، أعد لي طبيب العيون عدسات تجريبية وصدم من مدى ضعف بصري آنذاك. |
Olmadıysanız, güzel; olduysanız, daha güzel çünkü ikna olarak ikna edilmiş bir varlık olduğunuzu kanıtlardınız. | TED | إن لم تقتنع فهذا جيّد، وإن اقتنعت فهو أفضل، لأنّه باقتناعك فسوف تثبت أنّك كائن مقتنع. |
Sonuçta ikna oldum. İkon olarak tasarladık, farklı görünecek, bir çocuğa ait olduğu belli olacak | TED | لذلك اقتنعت بالفكره. فقمنا بتصميمه ليكون على شكل ايقونات وصور، ليبدو مختلفاً, وليبدو كشئ للاطفال, لكن ايضا ليس لعبة. |
ABD'de iklim konusunda ilerleyebilmenin yolunun Cumhuriyetçi Parti ve iş dünyasından geçtiğine ikna oldum. | TED | لقد اقتنعت بأن الطريق للتقدم المناخي في الولايات المتحدة تجري من خلال الحزب الجمهوري ومجتمع الأعمال. |
Konu şu ki, o yerin kesinlikle varolduğuna ikna oldum. | Open Subtitles | الموضوع هو اني اقتنعت تماما ان المكان موجود |
Ben ikna oldum. Böyle profesyonel görünen bir film doğruyu söylüyor olmalı. | Open Subtitles | اقتنعت ، لابد أن فيلماً مصنوعاً بحرفية كهذا محق |
Ta ki ben, suç işlendiğine ya da kendine karşı bir tehlike oluşturduğuna ikna olana kadar. | Open Subtitles | إلا إذا اقتنعت بالجريمه سوف توشك أن تكون فعل فاعل أو أنكى خطراً على نفسك. |
Sizi, geçen sabah uyanıp ortada bir sebep yokken... kasabayı tehlikede olduğuna... ikna ederken hayal ediyorum. | Open Subtitles | أتخيل أنك استيقظت صباح ذلك اليوم وفجأة ومن دون أي سبب اقتنعت بأن المخيم في خطر |
Sadece aceleci davranmamamız gerektiğine ikna edildim. | Open Subtitles | لكنني اقتنعت بعدم جدوى التسرّع في قرارنا |
...bu adam hakkında hayli ikna olmuş görünüyorsun. | Open Subtitles | تبدو اقتنعت جيدا من قبل هذا الرجل . انا اعني ، هو كان |
Bu ne zaman bir devlet sırrı haline geldi? Patronumu beni parçalara ayırmaması için ikna ettikten 10 dakika sonra. | Open Subtitles | . منذ عشر دقئق عندما اقتنعت رئيسي الا يجعلني اقسم |
Bu denemeler sırasında sanırım kendimi de ikna ettim. | Open Subtitles | وبطريقة ما عبر تلك المدة أعتقد أنني اقتنعت بهذا أيضاً |
O adam kim bilmiyorum ama ikna oldum. Haydi kesmeye başlayalım. | Open Subtitles | لا أعرف مَن هو، لكن اقتنعت ، لنبدأ بالقطع |
Çocuğumun, diğerlerinden daha iyi sıçtığına tamamen ikna oldum. | Open Subtitles | انا اقتنعت تماما ان طفلي يقضي حاجته افضل من اي طفل اخر |
Mahkeme bu haberin haber değerine yeteri kadar ikna oldu. | Open Subtitles | المحكمة اقتنعت بقيمة الأخبار في هذه القصة. |
Dünyaya katkılarının sevdiğini iddia ettiğin kişilere karşı sorumluluklarından seni muaf tuttuğuna kendini ikna etmişsin. | Open Subtitles | لقد اقتنعت نفسك بأن مساهماتك في العالم يعفيك من المسؤولية التي تتحملها إلى تلك التي تدعى الحب |
Bu yüzden şimdi her zamankinden daha çok ikna oldum, fırlatma düğmesine tamamen basmamız gerek... | Open Subtitles | لهذا السبب اقتنعت الآن أكثر من أي وقت سابق علينا أن نخرج من هذا المكان بالكامل نأخذ المال ونهرب |