Fakat İnek Kuşları kaçışan böcekleri yakalamak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar. | Open Subtitles | لكن طيور الأبقار يعرضون حياتهم للخطر للاستيلاء على الفارين من الحشرات. |
Cuma maçları, traktör çekme yarışı, inek devirme, her şey. | Open Subtitles | ممارسة كرة القدم ايام الجمع, قيادة الجرارات,ترفية الأبقار, كل هذا |
Arkada görünen inekler babamın ve ineklerin de arkasında Nairobi Milli parkı bulunuyor. | TED | هذه أبقار أبي خلفي, وخلف هذه الأبقار, يقع منتزه نيروبي الوطني. |
Kelime, ineklerin yiyeceklerini nasıl sindirdiğini anlatıyor. | TED | إن الكلمة تنصرف إلى كيفية هضم الأبقار الطعام. |
Tüm büyük başlar etrafta. Ne de olsa sığır festivalindeyiz. | Open Subtitles | وكل تلك الأبقار موجودة كما في أي سوق مواشي |
Sığırlar ağır gitmezse, belki 1 gün orada, 1 gün de dönüşte. | Open Subtitles | ،بدون أن تُبطأ الأبقار من سيرنا لربّما يوم واحد للذهاب، ويوم للعودة |
Bizi daha iyi büyütmek için ineklere ve keçilere bakardı. | TED | وقالت أنها تربى الأبقار والماعز لذا يمكن أن الرعاية أنها بالنسبة لنا. |
Bu kızlar üstlerinde inek boku kokusuyla ufak köylerinden buraya geliyor. | Open Subtitles | ،هؤلاء الفتيات أتينَ من قرية صغيرة لاتزال رائحة الأبقار تنبعث منّهنَ |
Yeğenime bir daha yaklaşacak olursan bir sonraki dökülen inek kanı olmaz. | Open Subtitles | إقترب من إبنة أخي مرة أخرى و هذه لن تكونَ دماء الأبقار. |
Biliyorsun Nehirden çok sayıda inek ve atının su içtiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلم, هنالك العديد من الأبقار والأحصنة التي تشرب من النهر |
Hindistan'da biyogazı hayvan gübresi kullanarak üretiriz, buna Hindistan'da genelde inek gübresi denir. | TED | في الهند، يتم إنتاج الغاز من روث الحيوانات غالباً ما نسميه في الهند روث الأبقار. |
Bir harem inşa edebilmek için bir sürü inek, bir sürü keçi ve bir sürü para, arsa sahibi olmanız gerekir. | TED | ويجب أن تملك الكثير من الأبقار الكثير من الماعز، الكثير من المال، والكثير من الأراضي، من أجل أن تبني الحرملك. |
O sadece inek yetiştirmek istiyor biz ise ailelerimizi, iyi ve güçlü yetişmeliler, yetişmeleri gereken şekilde. | Open Subtitles | يريد فقط أن يربي الأبقار ونحن نريد أن نربي العائلات ونربيها تربية صالحة لتكون قوية وبالأسلوب الذي يجب أن تربى به |
Martin Luther King der ki; "İneklerin karşıya geçerken özgür olacağı gerekçelerini sorgulamadan özgür olacağı bir dünya hayal ediyorum. | TED | مارتن لوثر كنج كان سيقول, " أتخيل عالما حيث كل الأبقار ستكون حرة باجتياز الطريق, دون الشك في دوافعها. " |
Önemli olan şu ki ineklerin sütü kuruyor, keçiler çok erken doğuruyor. | Open Subtitles | لكن الأبقار الآن جافة وترمى عنزات أطفال قريبا جدا |
Yani, süt üretmek için. Çünkü ineklerin memeleri büyüktür. | Open Subtitles | لأجل الحليب، لأن الأبقار لديها أثداء كبيرة |
2008'deki Amerika sığır eti protestolarında dikkatimizi çekti. | Open Subtitles | لفت إنتباهنا أثناء إحتجاجات لحوم الأبقار الأمريكية 2008. |
Sığırlar çoktan etkilendi çünkü yemlerinin kalitesi düşüyor. | TED | فقد تأثرت الأبقار به بالفعل بسبب تراجع جودة علفها، |
İneklere atoma olduğumdan daha fazla karşıt değilim; ama bu bütünüyle bu şeyleri nasıl kullandığımızla alakalı. | TED | لست مناهضا لتربية الأبقار بقدر مناهضتي لكل ما يتعلق بالذره المشكلة في طريقة استخدامنا لهذه الاشياء. |
Bir çeşit kara ineği. | Open Subtitles | يبدو أنه نوع من الأبقار البرية |
Madem ineklerle birliktesin, neden bana süt sağmak için yardım etmiyorsun? | Open Subtitles | ما دام أنت بالأعلى مع الأبقار لما لا تساعدني في حلبها؟ |
Üst kısımdakiler ilaçların peşinde, alt kısımdakiler birkaç cılız ineğin. | TED | في النصف العلوي الأدوية المعجزة بينما في النصف السفلي مجموعة من الأبقار الضعيفة |
Horn'un sığırları tüm kasabanın dilinde. | Open Subtitles | يبدوا ان هذه الأبقار هي الحديث الشاغل للقرية الأن |
Sonra öteki ineklerden ayrılacağız ve buradaki jeneratör binasına gireceğiz. | Open Subtitles | ثم سنفترق عن باقي الأبقار وندخل مبني المُولد هنا |
- İnekler. | Open Subtitles | الأبقار. |
Yaban öküzleri bütün evcil Sığırların atasıdır, dolayısıyla genleri yaşamakta, sadece eşit dağılmamış durumda. | TED | الأُرْخُص هو سلف كل الأبقار المستأنسة والواقع أن جيناته مازالت حيةلكنها فقط موزعة بشكل غير متساو. |
Ölü dana taşımadığım sürece nereye gittiğimiz umurumda değil. | Open Subtitles | نعم أنا لا أهتم إلى أين نذهب طالما لا أعمل مع الأبقار الميته |
Tek yapabildiğin inekleri beslemeye devam edip yeniden inşa etmek. | Open Subtitles | كل ما يمكننا عمله هو الإستمرار بتغذية الأبقار وإعادة البناء |