En nihayetinde bir çocuğun Ailesi, çocuğunun güvende olması için her şey yapar. | Open Subtitles | على كلٍّ , فأيّ من الأبوين مستعدّان لفعل أيّ شيء لبقاء ابنهما آمنًا |
Evet. Foster'ın Ailesi iptal etti. Burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | الأبوين بالتربية ألغيا ميعدايهما، ماذا تفعلين هنا؟ |
Ebeveynlerine henüz bakmadık fakat muhtemelen ebeveynleri bu eksikliği taşımıyorlar yoksa ebeveyn olamazlardı. | TED | لم نفحص الأبوين بعد، لكن الأبوين على الأرجح ليس لديهم هذا الفقد، وإلا لما كانا أبوين. |
Kahramanlar Okulu'daki çocukların çoğunun yalnızca bir tek süper kahraman ebeveyni var, iki değil. | Open Subtitles | الكثير من الشباب في مدرسة السماء لديهم فقط أحد الأبوين بطل خارق وليس كلاهما لذلك تعامل معهم برويّة لا تتباهى |
Genellikle ebeveynin reddetmesiyle ya da utandırmasıyla başlar. | Open Subtitles | عادة تكون بسبب التعذيب والإهانة من أحد الأبوين |
Bir agrofobiğe*, olası babaya söylemeden önce hamile olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | .. أخبرت مريضه بالرهاب انها حامل حتى قبل ان تخبر الأبوين المحتملين لطفلها |
Oradan kurtulduktan sonra aileler çocuklarını bulmaya çalışmadı mı? | Open Subtitles | لم أكن أهتم بمسئلة الأبوين والأطفال حتى قمت بالهروب |
- Ailesinin Wesen olmadığından emin misin? | Open Subtitles | أأنت واثق أن الأبوين ليسا من الـ"فيسن"؟ |
Yani Ebeveynlerden herhangi biri imza verip para çekebilir. | Open Subtitles | حساب تحت الوصايا مما يعني أن كيلا الأبوين يمكنهم أن يوقعوا و يسحبوا من الحساب |
Adrian'ın üvey Ailesi onun dolapta uyuduğunu söylediler eski bir alışkanlığıymış. | Open Subtitles | أذن, الأبوين المتبنين لأدريان قالوا أنه كان ينام بالخزانه عاده قديمه له |
Ailesi, yavrularının atlaması için istekliler. | Open Subtitles | يبدو أن الأبوين متلهّفان على ذهاب صغارهما |
Ailesi hasta Dr. Masters'ın babasında gut hastalığı var. | Open Subtitles | الأبوين يصابا بالمرض. ووالد الدكتور ماسترز مريض مصاب، كما تعلم، بالنقرس. |
Aynı zamanda güzel Ailesi için de buradayız.... | Open Subtitles | مَن، وأيضًا اجتمعنا اليوم من أجل الأبوين الجميلين، |
Kablolu televizyonun ebeveyn şifresini kırdın yine, değil mi? | Open Subtitles | أنت حللت رموز الأبوين لي حماية المودم من التصفح |
Kaçmayı kafasına koymuş bir çocuğu hiçbir ebeveyn durduramaz. | Open Subtitles | لا تستطيعين أن تلومي نفسك لا يستطيع الأبوين أن يمنعوا الأبناء من الفرار |
Ancak balık stoklarının azalmasından dolayı iki ebeveyn de sık sık aynı anda avlanmaya çıkarak yavrularını korumasız bırakıyorlar. | Open Subtitles | لكن مخزون السمك المتناقض يتطلب الصيد من الأبوين معاً، مخلّفين صغارهم دون حراسة، |
Genç bir kızsan ve başında bir ebeveyni olmayan... bir sürü kızla aynı evde yaşıyorsan işler çığırından çıkabilir. | Open Subtitles | حسنا,عندما تكون فى سن المراهقه وتعيش فى منزل مع مجموعه من الفتيات... مع عدم وجود الأبوين الأشياء قد تكون مجنونه بعض الشئ |
Ve bir ebeveyni kaybetmek... | Open Subtitles | كما أنّ خسارة أحد الأبوين... |
Ama ebeveyn oryantasyonunda iki ebeveynin de bulunması lazım. | Open Subtitles | لكننا حقاً نحتاج الأبوين معا للمقابلة |
Yapılabilmesi için iki ebeveynin de kanlarını vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | تتطلب من الأبوين أن يعطيانكِ دمهم |
- Adli tabip raporlarına baktık, şüpheli özellikle de iki babaya karşı öfke dışa vurmuş. | Open Subtitles | استعرضنا تقارير الطب الشرعي ويؤكد أن المشتبه يجسد الغضب تحديداً نحو الأبوين الإثنين. |
Oradan kurtulduktan sonra aileler çocuklarını bulmaya çalışmadı mı? | Open Subtitles | لم أكن أهتم بمسئلة الأبوين والأطفال حتى قمت بالهروب |
- Ailesinin Wesen olmadığından emin misin? | Open Subtitles | أأنت واثق أن الأبوين ليسا من الـ"فيسن"؟ |
Normalde, Ebeveynlerden biri yavrulara bakarken diğeri balık avlamaya gider. | Open Subtitles | عادة يذهب أحد الأبوين للصيد بينما يعتني الآخر بالصّغار. |