Şekil ve renk değiştiren ahtapot saklambaç oyununda tek galiptir. | Open Subtitles | الأخطبوط متغير اللون ومتغير المظهر هو سيد لعبة الغميضة المطلق |
Ve ahtapot zekâsını bu kadar şaşırtıcı kılan şey, bizimkinden tamamen farklı bir biyolojik yapıya sahip olmalarıdır. | TED | فالذي يجعل من ذكاء الأخطبوط مدهشاً هو أنها تتمتع بتركيب عضوي مختلف تماماً عنا. |
200 kadar ahtapot türü, Yunancası "cephalopoda" olan kafadanbacaklılar sınıfına ait bir yumuşakçadır. | TED | فالـ 200 فصيلة من الأخطبوط كلها رخويات وتنتمي إلى نظام السيفالوبودا، و تعني بالإغريقية رأسي الأرجل. |
Evet, ama bir örgüt gerekiyordu, ben de eski Octopus kültünü canlandırdım. | Open Subtitles | نعم, ولكنى كنت فى حاجه الى تنظيم لذلك قمت باسترجاع فكرة الأخطبوط |
- ahtapotu unuttun. - Hayır, hayır. Onu en etkileyici su altı kısmına saklıyorum. | Open Subtitles | ــ نسيت الأخطبوط ــ لا، أوفر ذلك لذروتي الرهيبة تحت الماء |
Sadece Avustralya'dakilere özgü olmasa da, bu Ahtapotlar kamuflajda ustadır. | TED | ولم يكن فريدا ولكن قطعا, الأخطبوط في أستراليا هو متمكن من التمويه جدا |
Bir ahtapot için ise bu süreç oldukça farklıdır. | TED | بالنسبة الأخطبوط. فهذه العملية مختلفة إلي حد ما |
Bu yüzden bir ahtapot yiyeceği şeyi gördüğünde, beyinleri vücutlarının belli bir parçası gibi harekete geçmez ama daha çok yakalamaya yönelik bir davranışsal tepki gösterir. | TED | لذلك عندما يرى الأخطبوط الغذاء، لا يقوم الدماغ بتنشيط جزء معين من الجسم، بل تكون هناك إستجابة سلوكية للحصول عليه. |
DG: Yaklaşık 3 km derinlikte iki ahtapot. | TED | ديفيد جالو: إثنين من الأخطبوط المصغر على حوالي عمق ميلين |
Klasik bilim kurguyla Afrofütürizmin farkını en iyi bir ahtapot analoji ile açıklayabilirim. | TED | أستطيع شرح الفرق بين الخيال العلمي الكلاسيكي والمستقبلية الأفريقية بدقة، إن استخدمت تشبيه الأخطبوط. |
Ve tabi ki evrimi ile ahtapot burun deliklerin kaybetti ve bugünküne daha yakın şeklini aldı. | Open Subtitles | ومع بعض التطور، فقد الأخطبوط الخياشيم، وإتسمّ بملامحه التي نعرفها الآن |
Çekirge bütün yıl boyunca kış için toprağa meşe palamudu gömmüş bu sırada ahtapot kız arkadaşıyla televizyon izliyormuş. | Open Subtitles | طيلة السنة، أخذ الجندب يدفن البلوط من أجل الشتاء، بينما عاش الأخطبوط على نفقة صديقته وأخذ يشاهد التلفاز. |
Hey, ben daha güçlü "ahtapot saçlı" bir keşiş olmak istiyorum. | Open Subtitles | هيه, أريد أن أكون قوياً يا أيها الراهب صاحب قصة شعر الأخطبوط. |
Kafasına ahtapot koyup büyük neneyi su ruhu olduğuna inandıran sen miydin yoksa baba mı? | Open Subtitles | أكان أنت أم أبي من وضع الأخطبوط على رائسه وأقنعت جدتي أنك روح الواء |
Karşınızda mavi halkalı ahtapot. | Open Subtitles | أقدّم لك الأخطبوط ذو الحلقات الزرقاء. ماذا؟ |
Sana aldığım dev ahtapot kostümünü getirdin mi? | Open Subtitles | هل تذكّرت حزم زيّ الأخطبوط العملاق الذي صنعته لك؟ |
Saçakbaş yeterince yiyecek bulmak istiyorsa bölgesini korumak zorunda ve ahtapot bir rakip. | Open Subtitles | تحتاج مهدّبة الرّأس للدّفاع عن منطقتها إن أرادت الحصول على ما يكفي لتأكله، وكان الأخطبوط منافساً. |
"Dr. Octopus". Şehirde yeni bir cani. "Doc Ock". | Open Subtitles | ،الدكتور الأخطبوط الوحش الجديد في المدينة |
Kurumuş ahtapotu tabaklarına bile koymazlar. | Open Subtitles | الأخطبوط المَحْرُوق لَيسَ ذاهِباً إلى يناشدْ أذواقَهم |
Ahtapotlar, sümüklüböcekler ve salyangozlar gibi yumuşakçalardan olsa da bir çok yönden bize daha çok benzerler. | Open Subtitles | بالرّغم من أنّ الأخطبوط رخويّ مثل الرخويات و القواقع، في نواح كثيرة يبدو انه أكثر شبها بنا، |
Şarkıda Yaramaz Cal korkunç bir ahtapottan bahsediyor. | Open Subtitles | في تلكالأغنية. كال الشقي يغنّي حول الأخطبوط المخيف. |
Bir ahtapotla ilk gerçek temasımı hatırlıyorum 5 ya da 6 yaşındaydım. | TED | وأتذكر أول اتصال حقيقي لي مع الأخطبوط كان تقريبا في سن الخامسة أو السادسة |
Ancak ahtapotların zekâ evrimi insanlardan farklı bir çizgi izlemiş. Bu nedenle temeli farklı. | TED | غير أن ذكاء الأخطبوط تطور من سلالة متطورة أُخرى، تختلف عن سلالة البشر، مما يجعل الأساس مختلفًا. |
Üstelik iki ayaklı ahtapotun bir başka cinsini daha tanımladık. | TED | وقد قمنا أيضاً بوصف أنواع أخرى من الأخطبوط ذو القدمين |
Ve bir ahtapota suç işletecek yollar aramaya da başlamayacağız. Çünkü bu planın her tarafında "Başarısızlık" yazıyor. | Open Subtitles | لن نبدأ بالتفكير في طرائق لجعل الأخطبوط برتكب جريمة |
Aklımdan çıkaramadığım görüntülerden biri döküntüde sürünen yalnız ahtapottu. | Open Subtitles | صورة واحدة التي أنا لا أستطيع أن اخرجها من عقلي ذلك الأخطبوط الوحيد يزحف إلى الأنقاض |
Doğrudan Penguen'in patlayan ahtapotunun kollarına! | Open Subtitles | وإلى أحضان الانتظار... الأخطبوط تفجير البطريق. |
Pekâlâ, 21.50'de Skipper, Kowalski ve Richard mıydı, öyle miydi, dikkatlerini dağıtıp ahtapotları yerlerinden uzaklaştırır. | Open Subtitles | حسنا، about21: 50 الكابتن، Kovalský وريتشارد، أليس كذلك؟ شرك الأخطبوط من مناصبهم. |