arşive bakıyoruz, ve 1820 deyiz, Sayıları üretebilen yalnızca Avusturya ve İsveç var. | TED | نحن ننظر عبر الأرشيف, و حتى نصل إلى 1820, و فقط النمسا و السويد يمكن أن يصدروا أرقام. |
Ulusal arşive gidip ClA ve FBl'nın bildiklerini öğrenebilsin. | Open Subtitles | يمكنه أن يذهب إلى الأرشيف الوطني ويعرف ما تعرفه وكالة المخابرات المركزية و مكتب التحقيقات الفيدرالي |
Sadece bunu yaparak Arşivde saatlerimi harcadım -- kocamın bir aziz olduğuna dair başka bir neden. Washington arşivlerinde zaman harcadım, sadece orada oturarak, bu gibi şeylere bakarak. Artık Arşivlere çevrimiçi ulaşılabilir, | TED | وفقط فعل هذا، إمضاء الوقت بحثا في الأرشيف .. .. سبب آخر يجعل من زوجي قديسا .. أمضيت وقتا في أرشيف مدينة واشنطون، جالسة هناك، باحثة عن هذه الوثائق. هي الآن على الإنترنت، |
Tasarım dönemindeki bu yuvarlanma binaları yukarı götürüyor, geçenlerde arşivden çıkarmayı başardığım bir çizim yaptım. | TED | جولة فترة ذلك التصميم تقود إلى هذا المبنى، قمت بعمل مخطط، وهو الذي قمنا باحضاره حديثا من الأرشيف. |
Bunlara bakmak için arşivleri kurcaladığımda, arşiv sorumlusu bir gün bana "Sanırım atılan başka bir kutu bulduk." | TED | فحين تعمقت في هذا الأرشيف لمحت أن الأرشيف ظهر في أحد الأيام، يقول أعتقد أننا وجدنا صندوقا آخرا قد رمي بالخارج |
Bence görevi arşivdeki adamlarımızdan birine vermelisin. | Open Subtitles | أعتقد أنك يجب أن تعطى هذه المهمة للفتيات فى الأرشيف |
Arşivlere gidip bana vergi beyannamelerini ve geçen 10 yılın yıllık bütçelerini getir. | Open Subtitles | اذهبي إلى الأرشيف واحضري لي الإقرارات الضريبية والميزانيات السنوية للسنوات للـ 10 الماضية |
Ama Arşivler bunun içindir çünkü bazı şeyler sözcüklerle gerektiği gibi ifade edilemez. | TED | لكن الأرشيف موجود لأن هناك أشياء ليست بحاجة إلى توضيح. |
Maalesef, bu arşive ulaşma yetkisi yalnızca bu binaların içinden sağlanabiliyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ، الطريق الوحيد للتمكّن من الدخول إلى هذا الأرشيف في المبنى نفسه. |
Geceyi yetimhanede geçirdim. Ve arşive girdim. | Open Subtitles | لقد كنت أمس في دار الأيتام ونظرت في الأرشيف |
Eğer bir sorun olmayacaksa, her zaman arşive kendim gidebilirim. | Open Subtitles | اسمعي، إذا كان هناك أي صعوبة يمكنني الذهاب إلى الأرشيف بنفسي |
Fakat bu toplantının detayları, hatta yaptığı coşkulu konuşma, Arşivde tam olarak yer almıyor. | TED | لكن تفاصيل ذلك الاجتماع، بل وحتى الخطاب الناري الذي ألقته، لم يعثر عليه كاملاً في الأرشيف. |
Hıristiyanlığın en kutsal bilgileri o Arşivde bulunuyor. | Open Subtitles | أكثر المخطوطات المسيحية قدسية موجودة في هذا الأرشيف. |
Dr. Harrison'ın dosyaları Arşivde duruyormuş. | Open Subtitles | ملفات الطبيب هاريسون كانت موجودة في الأرشيف |
Bayan Logan arşivden, oldukça hassas bilgi tutanaklarının bulunduğu bir belge aldı. | Open Subtitles | لقد استولت السيدة لوجان على مستند من الأرشيف يحتوى على بروتوكولات استخباراتية عالية الحساسية هذا ليس ما قالته |
Efendim, Spenser'ın arşivden ekran faaliyetlerini çekmeyi başardım. | Open Subtitles | سيدى , لقد تمكنت من سحب ما إستعرضه سبنسر للتو من الأرشيف |
Bu kapının arkasındaki yer Ulusal Yargı arşivleri. | TED | خلف هذا الباب هو الأرشيف التشريعي الوطني. |
Bir sonraki paket dizisinde sistem arşivleri, Kayıt bilgileri, zamanlı veri aktarım raporları-- | Open Subtitles | الأن هذه السلسلة القادمة من الرزم تحتوي على نظام الأرشيف تحميل المعلومات.. مختومة الوقت تحويل التقارير والبيانات |
Ben, Allison Blake. arşivdeki bazı kayıtları istiyorum. | Open Subtitles | انا أليسون بليك أحتاج بعض السجلات من الأرشيف |
Arşivler 5. katta perdelerin olduğu yeri görüyormusunuz. | Open Subtitles | الأرشيف هناك .. فى الطابق الخامس عند الستائر |
Rapor arşivlerde bir yerde olmalı. | Open Subtitles | التقرير يجب أن يكون في الأرشيف في مكان ما |
Evet. Benim bölümüm değil tabii ki. Ben sadece Kayıt bölümündeyim. | Open Subtitles | ليس خطا القسم الخاص بي بالطبع أنا مجرد موظف في الأرشيف |
Binayı şimdi "arşiv Evi" adını verdiğimiz bu alana dönüştürdük. | TED | قمنا بتحويل البناية إلى ما ندعوه الآن باسم بيت الأرشيف. |
Bunlar da ne? arşivi elimizde tutmak için bir plan yaptım. | Open Subtitles | الأن ، ما كل هذا؟ خطة للحفاظ على الأرشيف في حوزتنا |
arşivin bu bölümü, 1920 yılından önceki tıp kayıtlarını içeriyor. | Open Subtitles | يتضمن هذا الجزء من الأرشيف السجلات الطبية من قبل عام 1920 |
arşivci! Karanlık pislikle sonunda birlikteyiz! .. | Open Subtitles | أمين الأرشيف لقد بدأت تتعود طبيعتها المظلمة أخيرا |
Dünyanın bozuk paraları, artı aygıt arşivinden bir emisyon spektografı. | Open Subtitles | وجدت عملات العالم، بالإضافة جهاز بعث وقياس الأطياف من الأرشيف |