Öyleyse bu gece eski kocan onun gözlerine bakıp şöyle diyecek. | Open Subtitles | إذن الليلة، كان زوجك الأسبق البليد لينظر في عينيكِ و يقول |
Ya da tercih ederseniz eski RAF Bölük Lideri ve Bayan Blaney'in evlilik yatağının ortağı diyebilirsiniz. | Open Subtitles | او يمكنك أن تقولى قائد السرب السابق بلانى بالقوات الجويه الملكيه سابقا و الزوج الأسبق لمسز ميلانى |
Bildiğimiz şey, eski başsavcının oraya başında bir yağmurlukla gelmiş olması. | Open Subtitles | و نعرف أن المدعي العام الأسبق قد وصل إلى المكان مخفيا رأسه بمعطف مطر |
Yüce Tanrım, aynı eski kocama benziyor. | Open Subtitles | يا إله السماء, إنه يشبه تماماً زوجي الأسبق |
eski işime benzemiyor ama Başkanım | Open Subtitles | عندما خدمت مع الرئيس الأسبق كانت وظيفتي أن أعمل في الخفاء |
eski işime benzemiyor ama Başkanım | Open Subtitles | عندما خدمت مع الرئيس الأسبق كانت وظيفتي أن أعمل في الخفاء |
Aralarında üç tane eski senatör var yarım düzine emekli general NSA'in eski lideri. | Open Subtitles | لقد وظّفوا ثلاثة أعضاء قدامى بمجلس الشيوخ وعشرات الجنرالات المتقاعدين من ضمنهم رئيس وكالة الأمن القومي الأسبق |
Bu nedenden ki eski devlet başkanı onlar tarafından çok sevilmiyor. | Open Subtitles | لهذا السبب رئيس الوزراء الأسبق .ليس محبوباً عندهم |
eski devlet başkanına bir suikast planı söz konusu. | Open Subtitles | هناكَ مؤامرة من أجل إغتيال رئيس الوزراء الأسبق |
eski devlet başkanının miting programına bakın, çabuk. | Open Subtitles | جهز لي جدول إجتماعات رئيس الوزراء الأسبق. |
eski devlet başkanı ya da eski bakan biz hiçkimseye NSG temin edemeyiz. | Open Subtitles | رئيس الوزراء الأسبق لا نستطيع .أن نمدهُ بحراسة خاصة بعد الآن |
Sadece bir tane eski savunma bakanı baş danışmanından. | Open Subtitles | هنالك تغريدةٌ واحدة فقط من رئيس طاقم وزير الدفاع الأسبق |
Teklif için sağ ol ama ne senden ne de eski kocandan sadaka istiyorum. | Open Subtitles | أنا أقدّر العرض، ولكنني لا أحتاج إلى صدقة منك أو من زوجك الأسبق |
Kendisi başkan yardımcısının eski Beyaz Saray irtibatıydı. | Open Subtitles | لقد كان صلة الوصل الأسبق لنائبة الرئيس في البيت الأبيض |
Nevins'in eski çalışanı, tüm operasyonu ele geçirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | الموظف الأسبق لدى نيفينز يحاول البدء في الأستيلاء على العملية برمتها |
eski sekreterini görmek için dün Oslo'ya uçtu. | Open Subtitles | البارحة، ذهبت إلى أوسلوا لأرى رئيسه الأسبق |
"Evet yan masada oturanlar eski Başkan Yardımcısı Al Gore ve eşi Tipper." | TED | قالت:"نعم, ذلك نائب الرئيس الأسبق آل غور وزوجته تيبر" |
Küçük çocuk babasına bakar ve şöyle der, "Babacığım, büyüyünce eski Başkan olmak istiyorum." | TED | وكان الولد ينظر إلى أبيه بإعجاب ويقول " أبي عندما أكبر أريد أن أصبح الرئيس الأسبق". |
Yazılarım hakkında konuşan Tim Russert, Meet the Press'in eski başkanıydı. Wal-Mart otoparkında karavanımda yaşarken, Gülmeye başladım. | TED | وعندما عرفت أن تيم روسيرت، المدير الأسبق للقاء الصحافة، كان يتحدث عن كتاباتي، بينما كنت أعيش في الفان في موقف سيارات وول مارت، بدأت في الضحك. |
Ardından eski kocanın beynini yeme töreni yapacağız sonra da sessiz sinema oyunu. | Open Subtitles | ...تتواثب الطقوس الشعائرية فى أكل مخ الزوج الأسبق و بعدها التمثيلية التحزيرية |